1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1174
Okunma

Soluğunun tınısı çınlıyor kulaklarımda
Gözlerinin ıslaksı buğusu değilyor gözlerime
Ve teninin kokusu siniyor tenime
Kalbinin çarpıntısı dolduruyor tüm benliğimi
Düşüncelerin hükmediyor ve aklımı alıp götürüyor kaf dağının arkasına..
Hemen Zümrüdü Anka’yı çağırıyorum düşüyorum yollara..
Ama aslında ne kaf dağı var ne de zümrüdü anka kuşu...
Öyleyse giden aklım nerede!!!
Kim bilir belki Leyla’nın gözlerinde
Belki de kayıp Turan ülkelerinde...
Ah mahmum-u aşk artık Leyla’dan kurtulmalı
Nedir bilmemeli soran olursa Turan!
Dünya bitse de bu ateş hiç sönmez
Bu bir yangındır ki alevini hiçbirşey söndüremez
Ve Leyla ile Turan sizi mahkum etmeli adem’e
Ta gitmeli en başa Hz. Adem’e!
Gelecek gelmemeli gidiş geçmişe olmalı varmalı bezm-i eleste
Ah kelam yaz yaz bitmek tükenmek bilmezsin
Anlata anlata bitiremezsin
Amma bir kırmızı gül kadar tesir etmezsin
Sen böyleysen benim gibi dünya garibi neylesin
Susup bülbülle gülü seyreylesin..
Velhasıl kelam buyurun dostlar Kitab-i Kainati okumaya...