2
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
54
Okunma

Bir yol ki bilinmez nereye çıkar,
Tozunda kaybolmuş ayak izleri.
Gecenin koynunda eriyen yıldızlar,
Sabaha saklanmış binlerce sır.
Dağların omzunda yorgun bulutlar,
Taşların dilinde eski türküler.
Toprak anlatır usul usul,
Geçen zamanın ağır hikayesini.
Yürüdükçe çoğalır yalnızlığın,
Genişler gecenin koyu laciverti.
Her dönemeç yeni bir bilmece,
Her iniş bir çıkışın habercisi.
Bazen öyle keskin virajlar alır ki,
Düşersin kendi gölgenin peşine.
Bazen öyle düzlükler gelir ki,
Koşasın gelir sonsuzluğa doğru.
Ve anlarsın ki aslında yol sensin,
Sen de varsın o tozun taneciğinde,
O taşın sertliğinde, o bulutun yumuşaklığında.
Varılmaz ki hiçbir yere,
Yolculuk bitmez ki asla,
Sadece dönüp durursun kendi çemberinde.
Belki de gerçek menzil,
Yürürken bulduğun kendindir.
Belki de asıl hazine,
Kaybolduğun anlarda saklıdır.
Yol dediğin,
Sadece ayağının toprağa değdiği yerdir.
Ve her adım,
Yeni bir başlangıçtır zaten.
5.0
100% (6)