Meşhur Tahir Efendi falan hikâye…
Bizim Mehmet Efendi’yi anlatayım size.
Bir tanısanız onu, dersiniz bu yeter bize
Başında kalmamış üç beş tel saçı, açıkta kalır açılınca k...
Pek üşürmüş geceleri, örtermiş sıkı sıkı kapıyı pencereyi
Bir karısı var, Allah düşmanıma vermesin öyle bir çirkef
Selam verip varsan yanına hemen anlarsın nasıl bir şirret
Sanmayın sözlerim abartıdır, hayatımda görmedim böyle bir illet
…
Mehmet Efendi gece geç yatar, sabah aç kalkar
Pişirir durmadan ekmek, börek, poğaça çörek
Domatesin yanında pek sever yağlı mı yağlı çökelek
İyi adamdır yine de uyandırır çocuklarını öperek
…
İyidir ama boş adamdır Mehmet Efendi
Yemesi, içmesi bitmez bir türlü gezmesi
Toplumdan bekler bir saygınlık kisvesi
Ama edep bilmez, geceleri duyulur kişnemesi

Zeytinyağı gibi üstlerde gezinmeyi pek sever
Beyaz arabası akşama kadar evin önünde bekler
Karanlık çökünce ovalara, vadilere balkonda pinekler
İçmeyi de bilmez ama sigara üstüne sigara ekler

Sonradan görenlerden bu Mehmet Efendi
Çirkef karısının fendi evelallah bunu da yendi
Kalıbının adamı değildir bizim Mehmet Efendi
Bizim çocuğa hastaymış diyen de bizzat kendi
Kabul etmez gerçi ağzından çıkan imalı sözleri
Velfecri okur sabah akşam kocaman gözleri
…
Bu işte bizim Mehmet Efendi…
Başında takkesi olmazsa görünür keli
Yoktur saçında tarak vuracak üç beş teli
İşinde maharetlidir ama pek zehirlidir dili.

NECATİ DİLEK