0
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
36
Okunma

Bilirdim sana gel demeyi
Ama bilirdim de gelmeyeceğini.
Yormadım kendimi.
Bir kurak sevda geçti yamacımdan.
Aldı başını gitti.
Kan doldu gönül gözüm.
Taştı kalbimdeki gölüm.
Bilirdim sana gül demeyi,
Ama bilirdim de gülmeden ölmeyi.
Müjganın okşadığı kaşlar,
Yere eğildi.
Hüznün işledi ciğerlerime..
Dağlara sessiz bir vaveyla çarptı,
Göğsümün içinden.
Pürmelâl bir bekleyiş kalmıştı benden almadığın,
Onu da,
Kattığın keder koymadı sağlam.
Bilirdim sana sev demeyi,
Ama bilirdim de sevginin sana,
Eğreti geldiğini.
Sen seversen sağ bırakmazsın,
Değdiğin yüreği..
Şefkatin de merhametin de döver gibi.
Kesilecek kurbanının başını okşarsın,
Boğazına çalmadan kırmani hançerini.
Bilirdim sana gör demeyi,
Ama bilirdim de,
Baktığın her yeri taşa çevirdiğini.
Ne yaprak yeşil kalır dalında,
Ne can kalır, ruhla beden arasında.
Ne de yarama çare olur varlığının şifası.
Taşlar bile gözlerinin müptelası.
Gelde, kaldır bu seyri-temaşayı üzerinden.
Bilirdim bunu da,
En sonunda dönüp bende kalacağını.
Katlettiğin kalbin,
Geç gelen mihmanı olacağını.
Gelirken, yüzünden akardı gitmenin zehri.
Adım ağzına zorla yapışmış gibiydi.
Ayaklarının getirdiği toz gittiğin yerlerindi.
Bilirdim sana kal demeyi,
Ama bilirdim de,
Gelmelerin tövbesizdi.
Ellerini uzattığında,
Tırnaklarının arasındaki ihanetin,
Şeytan yavrusu gibi gizliydi.
Şiirle sıvasam da ellerini,
Bende bıraktığın sen,
Benim değildi..
Benim değildi..
5.0
100% (2)