3
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
110
Okunma

Eskiden evler küçücüktü,
içlerinde bir yalnızlık saklanırdı.
Bir odanın köşesinde,
gövdesi eğik bir sandalye,
kimsenin söyleyemediği sözleri dinlerdi.
Gece olunca çıtırtı duyulurdu duvarlardan,
rüzgâr değildi o…
anıların ağır nefesiydi.
Çocuklar avluda koşardı,
çığlıkları gökyüzüne çarpar,
geri düşerdi.
Kimse fark etmezdi.
Biz sadece oynardık.
tozlarda, taşlarda,
bir hüzün kalırdı.
Gülmenin altında ince bir çizgi
hiç söylenmeyen bir korku.
Karanlık çökerdi erken.
Lambanın sarı ışığı
bir duvarı aydınlatırdı sadece.
Geri kalan gölgeydi.
O gölgede büyüdük biz.
Soba tüterdi
duman tavana tutunurdu.
Kış geceleri uzun,
hüzünlü ve derindi.
Bazen bir göz kırpar gibi
sönüp yanardı ateş,
kalbimize benzerdi.
Eski evlerin kapıları gıcırdardı.
Kaç kişi geçti o kapıdan?
Kim geldi, kim gitti?
Kimin gölgesi kaldı eşikte?
Bilemeyiz.
Ama kapı,
her açılışta sızlardı içimiz.
Bir odada üç çocuk uyurdu.
Yorgan ağırdı,
rüyalar daha ağır.
Karanlıkta biri uyanır,
sessizce ağlardı.
Kimse duymazdı.
Yan odada kendi yalnızlığını dinleyen
bir anne vardı.
Gözleri tavanda,
dili suskun.
O evler yıkıldı.
Toprak aldı duvarları.
İçimizde kalan çatlaklar
yer değiştirmedi.
Şimdi modern binalar,
yüksek, parlak, soğuk…
hiçbirinde çocukluğun nefesi yok.
Hiçbirinde bir soba tütmüyor.
Hiçbirinde bir göz,
pencereden sokağı izlemiyor
Bazen ansızın;
Odun, yağmur, küf kokusu yayılır ortalığa birden
Kalbim ürperir.
Anlarım ki:
o evler ölmedi.
Bizden bir parça hâlâ orada.
Sokağın en sessiz yerinde.
Ayağımızdaki taş iziyle.
Çocukluğumuzun gölgesi,
çitlerin arkasında durup
bizi seyrediyor.
Oysa;
Eskiden çok mutluyduk
Bizim mutluluǧumuz pahalı değildi
Bir oyun, bir tebessüm
Bir dilim ekmek masum bir gülüş
Hepsi buydu isteklerimizin
Nitekim, eski evlerin yetimleri olduk....
S.k...
5.0
100% (6)