15
Yorum
39
Beğeni
5,0
Puan
281
Okunma

Her susus bir iz birakti yuregimde
Yalnizligin surukledigi sessizligin karanlik gecelerine...
Duslerimin otesine..
Her suskunluk,
yalnızlığımın gecelere dökülen bir çığlığıydı.
Bilirdim yalnızlığımı;
bazen bir yıldızın titrek ışığında,
bazen yağmurun ılık karanlığında
avuçlarıma düşen umudu toplardım gökyüzünden.
Yağmurlar inerken
gözyaşlarıma sessizce karışırdı,
kimse bilmezdi içimde kopan sessiz fırtınayı.
Gölgeler uzar,
ayaklarımın altında büyürdü gece;
her adımımda bir hikâyeyi daha
yutar gibi olurdu kaldırımlar.
Sokağın soluk lambaları
dudaklarımdan kaçan sessiz çığlıkları toplardı.
Her adımım,
kendi karanlığıma çarpan bir yankıydı.
Sen diye geçerdi aklımdan anılar,
her damlanın düştüğü yerde
bir sızı daha büyürdü içimde.
Bir kapı araladım kendi yalnızlığıma;
geceler boyu susardım,
gözyaşlarım kalbime inerken
susmuş bir şairin yarım kalmış dizeleri
dökülürdü kaldırımlara.
Sanki şehir bile anlıyordu
içimdeki eksikliği,
ışıkları titreyen sokak lambalarıyla.
Seni ve beni anlatırdım yine de,
kırık cümlelerle,
üşüyen rüzgârların taşıdığı bir fısıltıyla.
Ben konuşur,
sen susardın;
sanki gecenin bir köşesine saklanmış
bir suç gibi büyürdü sessizliğin.
Geçmişe hesap soramazdım artık;
bir aşk hikâyesinin nasıl bittiğini
yavaş yavaş kabul ediyordu yüreğim.
Bazen kelimeler tükenirdi,
ben yalnızca sığınırdım sessizliğe—
bildiğim en eski limandı.
Sokaklarda yürürdüm gecelerce;
karanlıkla barışıktım,
çünkü karanlık beni hiç yarı yolda bırakmamıştı.
Son mektubu yazarken vedalara
ellerim titrerdi hafifçe;
kelimeler bile gitmek isterdi benden.
Şehirden ayrılırken
son kez döndüm ardıma.
Kaldırımlar, gölgeler,
soluk sokak lambaları…
Hepsi sessizce baktı ardımdan,
bir hikâyenin bittiğini
bir tek ben bilirdim.
Bir ben…
bir de karanlık geceler.
( SERBEST SIIR )
Vildan Güldağlı
2025
5.0
100% (23)