0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
63
Okunma
Kafam çatlak bir evren;
Gölgeler birbirine giriyor duvarlarımda.
Damarlarımda sürünen bir uğultu var,
Sanki içimde bir şey doğuyor
ve doğduğu her saniye ölmek zorunda.
Yanaklarım yavaşça taş kesilir,
Senin şarabının soğuk kehaneti…
Bir yudum alıyorum
ve dünya tir tir titriyor.
Zaten sarhoşluğum senden,
Şarap sadece bahanesi.
Ayıldığım an bile kaçış yok:
Bakışların—
Zamanın bile diz çöktüğü bir karanlık.
Aklımın kıyısına çelme takarsın,
Düşerim kendi içime,
Yüz metre derinlikte bir sessizlikle.
Yüreğim ala bora değil,
Resmen parçalanmış bir teknenin tahtaları gibi
Her darbede başka yana savrulurum.
Sen geçince
Ciğerlerimde bir fırtına büyür,
İskeletimi içten içe kemiren bir uğultu
Adını duyduğum her saniyede.
Ayıkken yanığım,
Sarhoşken külleri savrulan bir yangın.
Seninle aynı bedende değil,
Aynı felakette buldum kendimi.
Ve belki de bu lanet—
En çok yakışanıydı bana.
5.0
100% (2)