Çatak köyü,dört dağ ardı dört dere
Hayalime düşer günde kırk kere
Gönül akar gider doğduğu yere
Esiverse dokunuyor yel bana
Dönülmez yol oldu gurbet el bana

Yayla vakti Çamurlu’ya göçerdik
Kuzuları koyunlardan seçerdik
Çatalöz’e iner ekin biçerdik
Ne Çamurlu ne de Çatalöz kaldı
Yüreğimde yanıp duran köz kaldı


Çileler şahidi kışla Mazılı
Koyunlar yayılır çifte kuzulu
Anam yola bakar kara yazılı
Bir düş görmüş hayra yorup duruyor
Gelene yavrusun sorup duruyor

Nasıl unuturum Ekizharman’ı
Uzak yolu bitirirdi dermanı
Orda geldi ayrılığın fermanı
O gün bu gün böyle yanar dururum
Köyümü sılamı anar dururum

Kandıl tepesinde odun ederdik
Odunu kızağa sarar yederdik
Kambal kayasına çaya giderdik
Çay toplarken keklikleri duyardık
Uçurur da birer birer sayardık

Yaz gelir Ilpık’ta ekin biçerdik
Susayınca soğuk ayran içerdik
Cambazlar’a dut yemeye kaçardık
Dökülürken Cambazlar’ın dutları
Gölgesine bağlar idik atları

Derelere koca taşlar dizerdik
Gölet yapar içlerinde yüzerdik
Akşam olur yol boyunda gezerdik
Dönüp te maziye baktım kaç kere
Uzaklarda kalmış çimdiğim dere

Gözlerimde tüter köyün dağları
Yemiş dolu bahçeleri bağları
Arasam bulamam güzel çağları
Sılanın dikeni gelir gül bana
Gurbet elde verseler de bal bana

Gönül gel gidelim yine Çatağa
Kınalı keklikler gelsin atağa
Yorgun sürülerin dönsün yatağa
Aktaş’ın kızıldan bak Çal dağına
Hançer’den geç Emirli’nin bağına

Gökmenler’in üstü Kostur dağıdır
Karşı yanı Çataklı’nın bağıdır
Şimdi o köyleri gezme çağıdır
Kızanca’dan gel Pağnığa geçelim
Irmağın gözünden bir su içelim

Irmak akar değirmeni döndürür
Sular gider bahçeleri kandırır
Bu ayrılık beni yakar yandırır
Yadıma düştükçe güzel köylerim
Gurbet elde dertli dertli söylerim