Ey aşkın sînesine baş koymuş bahtı kara yürek! Bu satırlar, vuslatı değil, vuslatsızlığın kıyısında kalmış bir canın iniltileridir. Bir yâr sevdasına ömrünü harcayıp, her nefesini onun adıyla süsleyen, her gözyaşını onun yokluğuna armağan eden bir gönlün serencâmıdır bu.
Aşk…Bir ateştir ki düşerse gönüle, ne kül bırakır ne sükûn. O ateşte yanmak, yanarken dahi şükretmektir aşkın hakikati. Ve bu yürek, işte o hakikatin feryâdıyla yazılmıştır; her beyti, her mısrası bir duanın, bir teslimiyetin yankısıdır.
Burada söz, bir Leylâ’nın pervânesi olmuş Mecnun’un dilinden dökülür; burada kalem, bir gönlün en derin sancısını anlatır. Yâr’in bir tebessümüne cihanı feda eden bir âşığın, her şeyini yitirip sadece sevdayı kazanan bir biçârenin hikâyesidir bu.
Zira bazen aşk, kavuşmak için değil; yanarken Allah’a yakınlaşmak içindir.
Bahtı kara yüreğim, neylesin bu sevdâyı? Gönle düşen bir yârin, gözü olsam yeterdi... İniltisi sarmışsa her taraftan dünyâyı, Yanıp sönmüş ateşin közü olsam yeterdi...
Mukadderse ayrılık, sitem işe yarar mı? Kırılmışsa gönüller, ilaç merhem sarar mı? Kader seni yazmışsa, ruh eşini arar mı? Gözden akan yaşların izi olsam yeterdi...
Dertli Mecnun misâli gezince her makâmı, Her vâdide Şebâb’a, anlatmıştım encâmı, Leylâ’sız bir sevdânın, ne olur ki hitâmı, Lâl-u güher dudağın, sözü olsam yeterdi...
Gözlerde bir tebessüm, yürekte bir tufân var, Zahirinde bir bahâr, batınında hicrân var, Gülüşlerin içinde, öksüz kalan nalân var, Gam dolu gönüllerin, özü olsam yeterdi...
Semâya açılırken, eller pervâne gibi, Her secdede bir sitem, kalpler virâne gibi, Bu uğurda can veren, gönül divâne gibi, Sır dolu sevdâların, gizi olsam yeterdi...
Rüyâya sığınırken kalpte mecâl yok artık, Geceler bir vuslattır, sabah ise ayrılık, Gözlerin mahşer gibi, her bakışın fırarlık, Ümit olan vuslâtın, yüzü olsam yeterdi...
Aşk diyarından çıkıp, ızdırâbı seçerek, Her nefeste bin elem, bin kederden geçerek, Bir Yâr’in ellerinden, sonsuzluğu içerek, Aşk dolu bir mevsimin, güzü olsam yeterdi...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Aşkı vuslat öldürür mü? Âşıklık geleneğinde mutlu sonla biten bir hikâye veya genel olarak bir aşk şiiri var mı, bilemiyorum. Zaten o tarz bir şiir varsa o, aşk şiirinden çok mutluluk şiiri, huzur şiiri, şükran şiiridir. Onun için aşk hikâyelerinde kavuşma yoktur. . Ne güzel ifade etmişler Andelip beyler. Sevgiliye kavuşma arzusu o kadar şiddetli ki, kara bahtına aldırış etmeden, neredeyse sevgilinin gözü olup öylece bakmak istemişler dünyaya. Gözü olmak… Gözene girmek, aynı gözle bakmak ve nihayet göz bebeği olarak hayatına devam etmek. Derinlik tam da bu noktada. Hem çok sevilmek isterdi, bahtsızlığına rağmen; hem de kavuşmuş olur, hayatı onun gözünden görerek, severek yaşamış olurdu. Aşkla yanan yürekte köz olma isteği de en azından ümitsiz olmadığının işareti. Ateşin, yani coşkulu, yakıcı sevdanın son raddesi, özü olan köz olmak, yeniden alevlenmeye, sevmeye, yanmaya başlamak için hazır olmak demek. Aşk rüzgarının hafif esintisi közü, yeniden tutuşturmaya yeter. . Âşık, nelere razı olmaz ki… Tevekkül sahibi olan kadere inanır elbette. Eğer ayrılık mukadderse kime, niye sitem edebilirim ki? Ayrılığın sebebi kırgınlıklar ise, dert değil deriz be âşık. Aşk, kendi merhemini kendi bulur, kendi yarasını kendi sarar. Hele ki, mukadderat belliyse, alına yazılmışsa yazı, gönül başka yerde ruh eşini arar mı? Zaten uygun olmayanın yazısını yazmaz Yaratan. Yazılansa sevdam, gözden akan yaşın izi olmaya razıyım. . Mukadderat, tevekkül ve tecelli… Sevdanın boyutu Mecnun’a denkse, aşkın şekli de Leyla’yı aramak gibi olur. Sevenlere bu hikâyenin sonunun ne olduğunu anlatmışım. Öyle ki, adı gibi biri “Mecnun”, diğeri kendini bile tanıyamayacak kadar sevdasıyla yanıp tutuşmuş “Leyla”. Leyla yoksa aşk da yok, diyemezsin. Leyla, leyla olmaktan çıkar, İlah’a dönüşür. Sonuç mu? Çılgınca bağlılık Allah’a. Olabilecek kavuşma Allah’a. Allah’a tahvil edile bir gönül. ‘Allah’ diyen mücevher dudağın sözü, kelamı olsam yeter. . Âşık, giderek aradığına yaklaştıkça kavuşuma arzusu da iyice artar. Ma’şuk’unda yok olmayı diler. Görünen yüzü aydınlıktır, bahar misali taze güller gibi mütebessimdir. O gülüşlerde bir inilti gizlidir. Görünmeyen yanı, gönlü bir an evvel kavuşma, O’nunla bütünleşme arzusunda olduğu için muzdariptir, dertlidir. Böylesine gamlı, kederli olan gönüllerin özü olmak yeter. . Yanmanın bir şekli de pervane olmaktır. Ateşe koşan pervaneler, bir günlük ömürlü kelebekler misali şevkle aşk ateşiyle yanmaya razı olmak. Biri kanatlarıyla adeta dua edercesine yakar kendini âşık olduğu ateşte, diğeri ellerini açıp kavuşma niyazıyla, dualarıyla için için yakar kendini. Zaten amaç da bu değil mi? Öze kavuşmak. Dünyevi aşkın giderek İlahi aşka dönüşümü.. Secde aşka, yani Ma’şuka. Ma’şuk ise âşık için o andan itibaren Allah’tır. . Rüya hali başlı başına bir muammadır. Aslında bir sırdır, esrarengiz bir yanı her zaman olmuştur. Kimi zaman rüya ile hayal kardeş olup görünürler aşığa. Aşığın geleceğine dair ışık olur, yol gösterici olurlar. Uyku, yarı ölüm sayılır. Uykunun en derin halinde, bazen de son deminde öyle rüyalar ayan olur ki insana, uyuyup uyumadığından, gerçek olup olmadığından bile şüphe eder. İlahi dinlerde rüyanın önemi çok farklıdır. Bade içenler de rüyalarında bu hal ile hemhal olurlar. Rüya, ruhun sevdiğine kavuşma yoludur da diyebiliriz. Kavuşmanın yolu rüya, ayrılığın sebebi gecelerin sonudur. Ayrılık yüzünden yerinden firar etmiş gözler mahşer yeri, kavuşma arzusu belki bir ümit. Böyle bir ümidin ihtimali olmak da var. . Aşk hikâyesinin bir Mecnun’u, bir de Layla’sı olur demiştik. Çöllerin kavuruculuğu Mecnun’un yüreğindeki ateşten yakıcı olmadığı için, aşk diyarından geçip tevekkülün, inzivanın ızdırabına razı olmak lazım. Her nefeste bin elem, bin keder çekilmeli bedene. Olacaksa aşk, aşk için bir Yar elinden sonsuzluğu, ebediliği içmeli. Kavuşmanın bir yolu “fenafillah”tır. Kendinden geçmek, kendi olmaktan çıkıp Allah’a kavuşmak. Kısaca “ölmeden ölmek”. Aşk dolu bir mevsim; “dolu içme” hatırlatmasıyla daha derin bir anlama yelken açıyor, bahar mevsimi. Aşığın baharı, kavuştuğu anda başlar. Böyle bir mevsimin güzü olmaya bile razıdır âşık. Kavuştuktan sonra mevsimin baharı, güzü; yazı, kışı zaten fark etmez. * Koşma şiir türünün bütün özellikleri mevcut. 7 + 7 duraklı, 14 hece ölçülü, 7 dörtlükten oluşan akıcı ve anlamlı bir şiir. . Uyak düzeni: İlk dörtlük çapraz uyaklı, diğerlerini ilk üç dizesi kendi aralarında, son dizeler ilk dörtlüğün “b” uyağıyla bağlantılı. (abab – cccb – dddb – eeeb – fffb - gggb – hhhb) Genellikle tam ve zengin uyaklar kullanılmış. . Dil ve üslup: Andelp’in şiirleri “andelip şiiri” dedirtecek ağırlıkta ve belirginlikte. Gayet anlamlı, duygusu ve düşüncesiyle gayet olgun, şekil yönüyle eksiksiz şiirler. Sadece eski şiirin esintilerini, izlerini görmek oldukça mümkün. Kullanılan mazmunlar, seçilen Arapça, Farsça kelimeler ve tamlamalar zaman zaman ‘sadeliği gölgeliyor’ demek mümkün. Günümüz Türkçesi için ağır sayılır. Mesela 3. dörtlük, anlaşılırlık bakımından biraz ağır kalıyor,. Söyleyişte genel olarak zorlamalar, zorlanmalar yok. Tabii biraz eski kelimelerden anlayanlar için. . Tasavvufun “fenafillah” anlayışına uygun bir şiir. Hissettirilen ise “vahdet-i vücut ve hüsn-ü mutlak” anlayışı. Aşk, ‘güzel ve tek varlık olan Allah’ içindir… . Her zaman olduğu gibi ilgiyle ve beğenerek okuduğum şiirlerden biri. Tebrik ve takdirlerim değerli Andelip’edir. Böylesi güzel şiirlerde buluşmak dileğimle şair. Sevgi, saygı ve selamlarımla. . Hikmet Çiftçi 23 Ekim 2025
Hikmet hocam Ne diyeceğimi bilemiyorum çok harika bir yorum yapmışsınız bu kadar detaylı inceleyip vakit ayırmanız bu etkileyici yorumunuzla beni mutlu ve mesud etmekle birlikte aynı zamanda Mahcup oldum adeta.. Bir şiir ancak bu kadar güzel yorumlanırdı.. Gönlünüz yüreğiniz abad olsun inşallah... Saygılar sunuyorum..
Hikmet hocam Ne diyeceğimi bilemiyorum çok harika bir yorum yapmışsınız bu kadar detaylı inceleyip vakit ayırmanız bu etkileyici yorumunuzla beni mutlu ve mesud etmekle birlikte aynı zamanda Mahcup oldum adeta.. Bir şiir ancak bu kadar güzel yorumlanırdı.. Gönlünüz yüreğiniz abad olsun inşallah... Saygılar sunuyorum..
Kutluyorum değerli üstadım, ellerinize emeğinize sağlık yine anlamlı ve anlatımı güzel duygu ve mana derinliği olan dizelerdi. Kalemin daim ilhamınız bol olsun, kurgusu vurgusu ve de teknik özelleri yerli eyerinde nicelerine diyor esenlikler diliyorum. Saygılar selamlar.
Harika... Muhteşem bir gönül sesi şiir okudum Usta kaleminizden. Tutkulu bir sevdalının naif ve zarif,şiirsel söylemleri şiiri sırtlamış adeta. Kurgusu ve duygusu müstesna dörtlükler.
Beğeni,imren ve takdir duyguları ile okudum bu harika şiirinizi. Kutlarım,gönül sesinizi,emeğimizi,saygıyla esenlik dilerim.
Bu güzel şiire bir ayak ta ben koydum ama bu saatte nazire yapamıyorum artık belki fırsat bulursam arkası yarın olsun değerli dost şair İyi geceler olsun.
Günde beş kez geçerek dua ve hürmet ile Önce Allahtan elbet sonra benden de dile Yokmudur hiç değerim mezar taşımdan bile Kıblendeki mabedin bezi olsam yeterdi.
Ancak vakit bulabildim.
Dilek pınarı tarafından 22.10.2025 19:01:37 zamanında düzenlenmiştir.
Senin bakışın bana en değerli muhabbet Sevgimin son noktası seninle İlelebet Sen içini ferah tut biter bu hasret elbet Ne badireler geçti aşkla yanan yürekten Senin için kül oldu bu naçiz can gerçekten
""Ümit olan vuslâtın, yüzü olsam yeterdi"" Demek istedim bu güzel şiire cevaben Çok etkileyici hicran dolu bir şiir
"""Kader seni yazmışsa, ruh eşini arar mı?""" Aramaz..!!!! Yine andelip imzası atılmış Ne güzelsin şiir Kutluyorum Saygılarımla
Şiir, sevenin, sevilene kavuşamasa da, dokunamasa da onun varlığında bir zerre olma arzusunu yoğun bir şekilde hissettirdi.
Sevdiğinin gözü, sözü, gizi olsam yeterdi diyen bir âşık var karşımızda.
'Gözden akan yaşların izi olsam yeterdi. ' İzi olmak bile yeterdi diyor. Yok böyle birşey.
Gerçek aşkların olmadığına dair olumsuz düşünceleri yerle bir etti şair. Tebrik ederim. Aşkınız daim olsun...Vuslat ışığınız hiç sönmesin inşaAllah. İmrendik vesselam... Sonsuz saygı ve sevgilerimle...
Hocam çok harika bir yorum yapmışsınız ne kadar teşekkür etsem az.. Bu satırlar, vuslatı değil, vuslatsızlığın kıyısında kalmış bir aşkın terennümüdür adeta.. Bir yâr sevdasına ömrünü harcayıp, her nefesini onun adıyla süsleyen, her gözyaşını onun yokluğuna armağan eden bir gönlün serencâmını dile getirmeniz ziyadesiyle memnun ve bahtiyar etti beni. Çok teşekkür ediyorum.. saygılar..
Hocam çok harika bir yorum yapmışsınız ne kadar teşekkür etsem az.. Bu satırlar, vuslatı değil, vuslatsızlığın kıyısında kalmış bir aşkın terennümüdür adeta.. Bir yâr sevdasına ömrünü harcayıp, her nefesini onun adıyla süsleyen, her gözyaşını onun yokluğuna armağan eden bir gönlün serencâmını dile getirmeniz ziyadesiyle memnun ve bahtiyar etti beni. Çok teşekkür ediyorum.. saygılar..
Aslında fazla bir şey istememişsiniz bence....;)))) gönlünü ateş de yakmaya hazır bir sevdalı gibisiniz hocam.. yüreğinize sağlık.. harikaydı.. gönül sesiniz daim olsun.. selam ve saygılar..
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.