Günyüzü görmesem de, onların sayesinde Kurduğum hayalleri, gerçek saydım kime ne Koştururken bedeni, yüreğimin peşinde Muhatabı olmayan sözden caydım kime ne
Yaşamalı hayatı, olmadan kötü örnek Acıların içinde ilacı görmek gerek Fikir ayrılığında rahmet vardır diyerek Sağı sağlam görmeyip, sola kaydım kime ne
Aklıyla övünse de, tuzu kokutanlara Gözlerime her akşam, hüzün dokutanlara Mendebur kılıklıya rahmet okutanlara Gönlümün diyarına yasak koydum kime ne
Bedeli can olsa da, hakikatten ıramam Değişmeden değerler, değişime uğramam Delibal’ın külünde, ateş olmaz, aramam Batının gerçeğini batıl saydım kime ne
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
“Kime Ne” şiiriniz adı kadar meydan okuyan, dizesi kadar sarsıcı bir şiir… Gıpta ve kıskançlıkla okudum 🤭 Burada yalnızca bir bireyin değil, hayatın yükünü omzunda taşıyan bir insanlığın iç sesiyle konuşuyorsunuz adeta. Ve bir isyanın değil, olgun bir kabullenişin sesi. Kaderle, toplumla ve vicdanla hesaplaşmanın en zarif biçimlerinden biri bence.
“Kurduğum hayalleri, gerçek saydım kime ne” dizesiyle başlıyor; daha ilk mısrada hem kırılmış bir hayalperest hem de kabullenişle dimdik duran bir insan var karşımızda. Burada “ben”i küçültmüyor, benliği sadeleştirip insanı evrenselleştiriyor. Bu, şiirde ustalık işaretidir elbette ustam.
Kıta kıta ilerledikçe, bir dervişin nefesleri gibi içsel bir ritim duyuluyor: “Acıların içinde ilacı görmek gerek” dizesi, hayatın felsefesini bir kelimeye sığdırıyor: sabır. Ama bu sabır pasif değil elbette; bilinçle, gözle, tecrübeyle yoğrulmuş bir sabır.
“Gönlümün diyarına yasak koydum kime ne” dizesinde ise özgürlüğün en asil hâlini görüyoruz: Kırılmış bir gönlün duvarı değil bu, gönül ülkesini kimseye teslim etmeyen bir yürek.
Şiirinizin ilerleyen bölümlerinde ustam, bir kez daha kendi çizgisini belli ediyor: Maneviyatla yoğrulmuş ama aynı zamanda felsefi derinliği olan bir yürekle. “Sessizler korusuna umut yaydım kime ne” bu dize, başlı başına bir manifesto. Sessizlerin, suskunların, hor görülenlerin sesi olmuş.
“Bedeli can olsa da hakikatten ıramam” diyen bir şiir, günümüzün yozlaşmış değer dünyasında vicdanı ve sadakati yeniden hatırlatıyor. Burada her kelime, imanla sınanmış bir yüreğin sesi.
Ve o son: “Candan öte can veren cana uydum kime ne.” Bu yalnızca bir kapanış değil, şiirin ruhunun mühürlendiği an ustam. Aşkı da, teslimiyeti de, kulluğu da bir dizeye sığdırıyor. Bir insan ancak bu kadar zarifçe “teslim oldum ama kaybetmedim” diyebilir.
Değerli ustam, şiirle yalnızca duygusal değil, manevi bir manifestoya da imza atmış ve bunu görmeyem göz kördür. Kelimeleriniz ağırbaşlı, duygusu taşkın ama ölçülü… Kısacası, hakkın, hakikatin ve insan olmanın şiiri bu. Tebrik ediyorum; bu şiir okunmaz, yaşanır ustam. Ömrünüz varolsun ve kıymet bilenlere emanet yüreğiniz.. Sonsuz saygı ve hayranlıkla efendim.. Kıskançlıkla ayrılıyorum sayfanızdan🤭 Peri feride
Zarafetinizin her harfine selam olsun. Bu denli incelikle dokunulmuş bir okuma, yalnız şiiri değil, şairi de yeniden yazdırır. “Kime Ne” benim kalemimden süzüldü belki ama, anlaşıldığı yer sizin gönlünüzmüş meğer.
Siz her dizeye bir ömürlük sezgiyle eğilmişsiniz; ben “kader” demişim, siz onun kalbine inmişsiniz. Ben “suskunluk” yazmışım, siz o sükûtu nefes nefes duymuşsunuz. Ne güzel, kelamla kalp birbirine böylesine ayna tutunca, şiir hem doğar hem dirilir.
“Kıskançlıkla ayrılıyorum sayfanızdan” demişsiniz ya, ben de tevazu ile diyorum ki: Bu kıskançlık, güzelliğin kalpte yankısıdır. Zira hakiki sanatkâr, kendi gül bahçesinde bir başka goncanın açmasına sevinir.
Biliniz ki sizin bu samimi, içli, derin yorumunuz, sözün değil, gönlün tartısında altın değerindedir. Söylediğiniz gibi, “sessizler korusuna umut yaymak” vazifemizse, o koruya siz de bir ışık yaktınız Peri Hanım.
Kaleminiz daim, kelamınız bereketli, gönül aynanız her daim berrak olsun. Hüzün periniz hiç solmasın — çünkü hüzün bazen en güzel dua biçimidir.
Saygı, sevgi ve muhabbetle, Celil Çınkır (Kalburabastî Efendi Hazretleri’nin talebesi)
Zarafetinizin her harfine selam olsun. Bu denli incelikle dokunulmuş bir okuma, yalnız şiiri değil, şairi de yeniden yazdırır. “Kime Ne” benim kalemimden süzüldü belki ama, anlaşıldığı yer sizin gönlünüzmüş meğer.
Siz her dizeye bir ömürlük sezgiyle eğilmişsiniz; ben “kader” demişim, siz onun kalbine inmişsiniz. Ben “suskunluk” yazmışım, siz o sükûtu nefes nefes duymuşsunuz. Ne güzel, kelamla kalp birbirine böylesine ayna tutunca, şiir hem doğar hem dirilir.
“Kıskançlıkla ayrılıyorum sayfanızdan” demişsiniz ya, ben de tevazu ile diyorum ki: Bu kıskançlık, güzelliğin kalpte yankısıdır. Zira hakiki sanatkâr, kendi gül bahçesinde bir başka goncanın açmasına sevinir.
Biliniz ki sizin bu samimi, içli, derin yorumunuz, sözün değil, gönlün tartısında altın değerindedir. Söylediğiniz gibi, “sessizler korusuna umut yaymak” vazifemizse, o koruya siz de bir ışık yaktınız Peri Hanım.
Kaleminiz daim, kelamınız bereketli, gönül aynanız her daim berrak olsun. Hüzün periniz hiç solmasın — çünkü hüzün bazen en güzel dua biçimidir.
Saygı, sevgi ve muhabbetle, Celil Çınkır (Kalburabastî Efendi Hazretleri’nin talebesi)
Şüphesiz günümün şiiridir. Manevi yolculuk barındıran ve felsefesi olan şiirler benim önceliğimdir. Yolculuğunuz kimseyi ilgilendirmez, siz ve can arasında kurduğunuz irtibat ilgilendirir sizi. Bu nedenle ''Kime Ne'' vurgunuz çok anlamlıdır. Tebrikler selam ile
El-Cevap – “Kime Ne” Şiirine Dair Zarif Dokunuşunuz İçin
Saygıdeğer Müjgan Hanımefendi,
Ne güzel bir sezgiyle, ne ince bir duyarlılıkla yaklaştınız “Kime Ne”ye… Zira o şiir bir başkaldırı değil, bir kabullenişin fısıltısıydı. Siz ise kelimelerin ardındaki o sessiz niyazı duydunuz.
“Yolculuğunuz kimseyi ilgilendirmez, sizi ve canı ilgilendirir” cümleniz, şiirin özünü adeta özetleyen bir tasavvuf aynası gibi parlıyor. Bilen anlar; anlamayan zaten yoldan çok, yolcuyla uğraşır.
Şüphesiz, felsefesi olan her şiir bir yol haritasıdır; ama menzile varmak değil, yürümek kıymetlidir. Siz de bu yürüyüşün ruhunu fark eden o nadide kalplerden birisiniz.
Kaleminiz daim, sezginiz derin, yüreğiniz hep ilhamla dolu olsun. Nazik sözleriniz için teşekkür ederim; bu gönül selamını “varlığınızla anlam kazanan sessiz dualardan biri” olarak görüyorum.
Saygı ve muhabbetle, Celil Çınkır (Kalburabastî Efendi – RUSAMER Şairane Ruh Ayarı Dairesi Başkanı)
El-Cevap – “Kime Ne” Şiirine Dair Zarif Dokunuşunuz İçin
Saygıdeğer Müjgan Hanımefendi,
Ne güzel bir sezgiyle, ne ince bir duyarlılıkla yaklaştınız “Kime Ne”ye… Zira o şiir bir başkaldırı değil, bir kabullenişin fısıltısıydı. Siz ise kelimelerin ardındaki o sessiz niyazı duydunuz.
“Yolculuğunuz kimseyi ilgilendirmez, sizi ve canı ilgilendirir” cümleniz, şiirin özünü adeta özetleyen bir tasavvuf aynası gibi parlıyor. Bilen anlar; anlamayan zaten yoldan çok, yolcuyla uğraşır.
Şüphesiz, felsefesi olan her şiir bir yol haritasıdır; ama menzile varmak değil, yürümek kıymetlidir. Siz de bu yürüyüşün ruhunu fark eden o nadide kalplerden birisiniz.
Kaleminiz daim, sezginiz derin, yüreğiniz hep ilhamla dolu olsun. Nazik sözleriniz için teşekkür ederim; bu gönül selamını “varlığınızla anlam kazanan sessiz dualardan biri” olarak görüyorum.
Saygı ve muhabbetle, Celil Çınkır (Kalburabastî Efendi – RUSAMER Şairane Ruh Ayarı Dairesi Başkanı)
Kime Ne Şiiri ile; İçinde bulunduğu hayat düsturunu, yaşama felsefelerini, uyum ve uyumsuzluk hallerini kapsamlı şekilde anlatan, ayrıca inanç düsturlarında;Batının gerçeğini bâtıl saydım kime ne..." isyanından kaynaklanan, kendine göre doğruyu son mısrada pek güzel pekiştiren ustalıklı şiirini hazla ve ibretle okuduğumu ifade ediyor,Usta Şair Muhterem DELİBAL (Celil ÇINKIR)' a tebriklerimi iletiyorum.Sağlık duâlarımla Allah'a emanet kalın. (Aksakal)
Yorumunuz, kalemin değil gönlün işçiliğiyle dokunmuş bir tefsir adeta. “Kime Ne” şiirimin ruhuna nüfuz edişiniz, yalnızca kelimelerin değil, niyetin özünü de kavradığınızı gösteriyor. Bir şiir, anlaşıldığı kadar yaşar derler — siz onu yaşattınız üstadım.
“Batının gerçeğini bâtıl saydım” dizesinde sezdiğiniz isyan, evet, içimdeki teslimiyetle harmanlanmış bir direniştir. Zira bu kalem, doğruyu savunmanın yükünü taşırken, bazen ateşin içinden geçmeyi de göze alır. Siz o ateşi görmüş, dumanında hikmeti sezmişsiniz.
“Usta şair” diyerek iltifat etmişsiniz, lakin ustalık, sizin gibi gönül ehlinin duasına kavuşmakla olur. Siz her zaman kalem erbabının dirsek taşı olmuş, söze istikamet veren bir meşale olmuşsunuz.
Yorumunuz, yalnızca bir okuma değil; bir dua, bir dua kadar da mübarek bir temenni olmuş. Bu satırları okurken, kalbim dua makamına geçti; çünkü her kelimenizde bir “ihlas”, her cümlenizde bir “samimiyet” kokusu vardı.
Rabbim ömrünüze bereket, kaleminize feraset, gönlünüze de daim ilham versin. Şiirime kattığınız derinlik için değil sadece; bu toprakların irfanına kattığınız her harf için minnetle eğiliyorum ellerinizden öpüyorum.
Yorumunuz, kalemin değil gönlün işçiliğiyle dokunmuş bir tefsir adeta. “Kime Ne” şiirimin ruhuna nüfuz edişiniz, yalnızca kelimelerin değil, niyetin özünü de kavradığınızı gösteriyor. Bir şiir, anlaşıldığı kadar yaşar derler — siz onu yaşattınız üstadım.
“Batının gerçeğini bâtıl saydım” dizesinde sezdiğiniz isyan, evet, içimdeki teslimiyetle harmanlanmış bir direniştir. Zira bu kalem, doğruyu savunmanın yükünü taşırken, bazen ateşin içinden geçmeyi de göze alır. Siz o ateşi görmüş, dumanında hikmeti sezmişsiniz.
“Usta şair” diyerek iltifat etmişsiniz, lakin ustalık, sizin gibi gönül ehlinin duasına kavuşmakla olur. Siz her zaman kalem erbabının dirsek taşı olmuş, söze istikamet veren bir meşale olmuşsunuz.
Yorumunuz, yalnızca bir okuma değil; bir dua, bir dua kadar da mübarek bir temenni olmuş. Bu satırları okurken, kalbim dua makamına geçti; çünkü her kelimenizde bir “ihlas”, her cümlenizde bir “samimiyet” kokusu vardı.
Rabbim ömrünüze bereket, kaleminize feraset, gönlünüze de daim ilham versin. Şiirime kattığınız derinlik için değil sadece; bu toprakların irfanına kattığınız her harf için minnetle eğiliyorum ellerinizden öpüyorum.
El Cevap: Şebnem Hanımefendi’ye (Kalburabastî Efendi Üslubunda)
Şebnem Hanımefendi,
Ne güzel bir duadır o “Şiirle kalın.” İnsanın ömrü şiirle kalabiliyorsa, demek ki gönül hâlâ ilhamla atıyor. Siz bu cümleyi öyle bir zarafetle söylemişsiniz ki, sanki kalemi değil, kalbi mühürlemişsiniz.
Yorumunuz, yağmur sonrası açan bir nergis gibi taze ve içli. Teşekkürümün yetmeyeceğini bilsem de yine de arz edeyim: Sözünüz gönle değdi, gönül de size selâm durdu.
Kalburabastî Efendi Hazretleri der ki:
“Bazı kelimeler altın değildir ama gönülde tartılır; şiir de bazen mısrada değil, tebessümde tamamlanır.”
İşte o tebessüm sizde var. Biz de şiirin yastığına baş koyduk, artık ne uyku kaldı ne uyanıklık, yalnız kelamın huzuru.
Kaleminize selâm, yüreğinize rahmet, Şiirle kalın efendim — çünkü şiir kalmazsa, biz de kalmayız.
Saygı, sevgi ve bir tutam mizahla, Celil Çınkır (Delibal / Kalburabastî Efendi’nin Talebesi)
El Cevap: Şebnem Hanımefendi’ye (Kalburabastî Efendi Üslubunda)
Şebnem Hanımefendi,
Ne güzel bir duadır o “Şiirle kalın.” İnsanın ömrü şiirle kalabiliyorsa, demek ki gönül hâlâ ilhamla atıyor. Siz bu cümleyi öyle bir zarafetle söylemişsiniz ki, sanki kalemi değil, kalbi mühürlemişsiniz.
Yorumunuz, yağmur sonrası açan bir nergis gibi taze ve içli. Teşekkürümün yetmeyeceğini bilsem de yine de arz edeyim: Sözünüz gönle değdi, gönül de size selâm durdu.
Kalburabastî Efendi Hazretleri der ki:
“Bazı kelimeler altın değildir ama gönülde tartılır; şiir de bazen mısrada değil, tebessümde tamamlanır.”
İşte o tebessüm sizde var. Biz de şiirin yastığına baş koyduk, artık ne uyku kaldı ne uyanıklık, yalnız kelamın huzuru.
Kaleminize selâm, yüreğinize rahmet, Şiirle kalın efendim — çünkü şiir kalmazsa, biz de kalmayız.
Saygı, sevgi ve bir tutam mizahla, Celil Çınkır (Delibal / Kalburabastî Efendi’nin Talebesi)
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.