10
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
222
Okunma

Ne evlat bakar yüzüne, ne mal, ne servet.
Bol bol dua et Mevla’ya, sakın ha düşme.
Çok fazla kapılma bu geçici rüyaya,
Bol bol dua et Mevla’ya, sakın ha düşme.
Dersin, “Bunca hatırayı ben mi yaşadım?
Bütün dünyanın yükünü ben mi taşıdım?”
Kanın yürümez de sanırsın ki üşüdüm,
Bol bol dua et Mevla’ya, sakın ha düşme.
El ayak kesilir, öylesine durursun.
Ah vah edersin de can sinene vurursun.
Boz yaprak misali sararırsın, kurursun,
Bol bol dua et Mevla’ya, sakın ha düşme.
Ecelin şerbettir, bir şekilde içilir.
Kapanır bir perde, yeni perde açılır.
Biriken servetinin rüzgar gibi saçılır,
Bol bol dua et Mevla’ya, sakın ha düşme.
Bana kolay şimdi bu sözleri söylemek,
Ne zordur kim bilir ak döşekte beklemek.
En kötüsü var ya, acı çekip inlemek...
Bol bol dua et Mevla’ya, sakın ha düşme.
Sitem edersin de çare olmaz feleğe.
Sakın düşmeyi ver, tozun kalmaz eleğe.
Dayanmak kolay mı yaşanılan çileye?
Bol bol dua et Mevla’ya, sakın ha düşme.
Alirzayım, sen de boş dünyayla avunma.
Yaptığın yanlışa “he” de, sakın savunma.
Güzel yaşa, asla yanlışınla övünme,
Bol bol dua et Mevla’ya, sakın ha düşme.
5.0
100% (12)