0
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
98
Okunma
Ben buraları anlamadım
Pencerelerden izledim damlaları
Altına yatıp ıslandım
Hasta oldum ama anlamadım
Yolları, sokakları, binaları nasıl yapmışlar?
Ben bu şehri anlamadım
Çıktım en sarp tepelerine
Girdim hiç öpüşülmemiş barlara
Bekledim kimsenin beklemediği duraklarda
Şarkılar söyledim, şarkılar dinledim
Yollarında düştüm, parçaladım dizlerimi
Rüzgarına bıraktım kendimi ama
Anlamadım
Gözlerde ne bekliyor anlamadım
İştahla ağızlarından dökülen şarabı
Dişlerinden sızan afyonu
Burunlarından çıkan dumanları
Dokunuyorlar birbirlerine alenice, korkusuzca lakin mekanikçe
Ben bu yaşamı anlamadım
İçip, coşup, yükseliyorlar
Tanrıyı reddedip dua ediyorlar
Afyon kokan ağızlarıyla aklı övüyorlar
Günah işleyip cenneti kazanıyorlar
Anlamadım, tek günahkar ben miyim?
Ben buraları anlamadım
Ben buraları sevmedim, sevemedim
Ben bu şehirde yaşayamıyorum
Buralar niçin bana bu kadar yabancı?
Fütursuzca öpüşüyorlar, birbirlerine bakmadan sevişiyorlar
Ve buna aşk diyorlar
Her hazzı yaşıyorlar, anda geziyorlar
Ve buna yaşamak diyorlar.
Yaşamak...
Yaşamak bu mu!
Bulutlar ağlamazsa göller, nehirler...
Nasıl coşardı?
Yoksa ben yaşamıyor muyum?
Ne yapıyorum ben bu şehirde
Gün doğmaz ki güneş olmayınca
Güneş nereye giderse gün orada doğmaz mı?
Anlamadım bu lisanı
Ben buraları hiç anlamadım.
5.0
100% (2)