52
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2889
Okunma

Düşlere kundakladım kendimi
Günü kurtarma telaşında yine saatler
Aklımı sürükledim koridorlarda
Kalp atışlarımda çırpındı iki kırlangıç
Gamzelerime saklandı mahcup gülüşler
Kaçırılan uçaklar gizlendi bulutlarıma
Kurumuş bir sarnıçta, gazel dinledi ömrüm
Anıların saçları sardı tüm benliğimi
Yamalı giysiler giyindi çocukluğum
Pençeli papuç sesleri kaldırımlarda
Gökkuşağını doladım belime
Çemberimde çevirdim dolunayı
Halkalandı etrafımda gurbet kuşları
Dallarımda kızardı domatesler
İplerinde kurudu iç çamaşırlarım
Kafayı demledi, meyhaneler
Yeşili sararmış mevsimlerden kalmayım.
Falez kayaları koptu yüreğimde
Naif bir tabloda, hayata bakış açım
Buruk yalnızlığa açıldı nilüferler
Sabırla bekledi köşesinde mutluluklar
Dikenlerini okşadım kederli hayatımın.
Ayıplarımı örttü kara geceler
Kutsal emanetler gibi, bayramlıklar
Yıldızlar sakladı sırlarımı
Kendi boşluğuna gömüldü dünyam
Dost yüzler tanıdım, bir yanı karanlık
Kar üstüne kar yağdı Davras Dağı’ nın
Karınca seli aktı duygularıma...
Duvarların ardında dinledim yeşilin duasını
Sabır ağacına bağladım umutlarımı
Kök boyalı acılar dokudum tezgahlarda
Haykırsam sesim dönüp gelirdi bana
Titrek alevler ürperdi, apseleri zonkladı pembe güllerin
Kirkit seslerinde bölündü uykularım
Güneş kırıntılarını topluyordu çöpçüler
Yaşıyorum, çok şükür nefes alıyorum
Su yerine şiir içiyorum, çok susadım…
Sedat Erdoğdu- ISPARTA-