bir zamanlar başımızın tacı yaşımızın saçıydın ah çocukluk ...
ah çocukluk ne güzel ellerin vardı hele mini minnacık avuçların o avuçların var ya cennetlik güllük gülistanlıktı yaşama dair ...
yaşama dair şahane hatıraların bitmez yorulmaz sıraların vardı sokağında her köyün her dünyanın ah çocukluk ...
ah çocukluk bir de seyrine doyulmaz hayallerin dalgalanırdı küçük yüreğinde ...
küçük yüreğinde her sevgiyi sevmeyi darmadağın yerle bir edecek aşkların farkların vardı ah çocukluk ah ...
MESELCİ 3 KASIM 2008-SİİRT güres caddesinde 20.43
Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
o çocukluk günlerimiz gelsede hiç bir şeyimiz olmasa bizi yeniden çocukluk günlerine götüren usta şaire sonsuz teşekkürler kaleminize sağlık...Ah çocukluk günlerimiz ahh
muratt avsaroglu tarafından 11/5/2008 7:46:47 AM zamanında düzenlenmiştir.
ah çocukluk bir de seyrine doyulmaz hayallerin dalgalanırdı küçük yüreğinde **************************************** Çocukluk....Ah! Gitti de gelmeyiverdi...
Yüreğinize sağlık, çok güzeldi.. Çocuk olmak , daha yolun başında olmak ne kadar güzel. Ne kadar güzel hayellerin en büyüğünü içinde yaşamak, bütün dünyayı kendi düşünde , hayalinde yaşatığın o küçücük dünya haline getirmek. Saygılarımla...
Yüreginin cocuk yanini cagirsalar simdi, celik comak oynamaya, dahi bilya belki de ne yapardin alip tüm cocuk yanlarini kosarmiydin, yoksa durup maziyemi dalardin, diye sormayacagim sana sen aleni ifadenle aciklamisin zaten o özlemi dizelerinde..
yıllar sonraydı, Çocukluğumun ve gençliğimin, Geçtiği yerlerdeydim. Aydın ili Germencik ilçesi Ortaklar bucağında. Bir bayram şenliği,Cıvıl, cıvıldı her taraf, Sokaklarda çocuklar İçimde bir hüzün ne tuhaf Çocukluğumu özledim geçmiş yılları anarak Ne güzeldi o zaman TARİŞ karşısı ay doğdu sokak Demiryoluna paralel kerpiçten iki odalı bir evimiz vardı Uzayıp giden demiryoluna çaprazdan bakardı Geçe olup yatağıma uzandığımda, Odamın tavanda bulunan Bir tavan penceresi vardı Yazın, uzun gecelerinde yıldızları Kış gecelerinde akıp giden kara bulutları vardı. Çocukluk işte kardeşlerim ve ben tavandaki pencereden Vazgeçilmez tutku, sayardık yıldızları. Arada bir tiren düdüğü çalardı daha şehre girmeden Uyku saatimizin geldiğini anlardık, Gözlerimizi kapatıp, hayallere dalıp uyuya kalırdık. Geçe yarısı bir treni, buharlı bir tren Belli ki pompanın vanası açılmış su ikmali yapılıyor Diğer yandan da kazana kömür atılıyor, Arada bir acayip bir sesle Dışarıya buhar bırakıyor. Hareketine yakın ıslığa benzeyen bir sesle düdüğünü çalıyor. Uyanıyoruz, gözlerimizi ovuşturarak Dışarıda tren ve tren düdüğü Ve odamda ben ve evlerinde insanlar Saate bakmadan saatin kaç olduğunu biliyorlar Çünkü bu üç treni, üç on beş de hareket ediyor. Ben ve benim gibi kim bilir kaç kişi Geçenin bu saatinde ihtiyaç gideriyor. Tekrar tatlı bir uyku sabah oluyor. Sokakta çocuklar tekrar cıvıl, cıvıl oluyor. Hani demiryolu kenarında dut ağaçları vardı ya İşte onları özledim, Çocukluk işte dallarına çıkardık Sen beyaz Dut’a, ben ise kara Dut’a Bilmem neden, kara Dut’un tadı başkaydı, Ama sen sevmezdin Bazen muziplik yapardık Yoldan geçenlere dut atardık.
Bize kızmasınlar diye de aşağıya bakmazdık Bazen bir kara tren gelir, kazanına kömür yeni atılmış Dallar arasında dumanın içinde kalırdık Çocukluk işte işimiz bu, bundan hoşlanırdık. Ah Erdal ah biz ne güzel arkadaştık Sen parlak zekanla ilginç şeyler yapardın Hatırladın mı bilmem, sinemacı kamilin sinemasından Parça filmler getirirdin, sonrada bir Tursil kolisi Karşılıklı iki delik açtık mı seyyar sinema tamam Toplardık tüm çocukları Senin elinde film kareleri, benim elimde fener Işıklar bir anda söner, Beyaz parlak duvarda kare, kare filmler Bunlar sessiz filmler, bazen Erol taş, bazen Cüneyt arkın. Ah Erdal ah biz ne güzel arkadaştık Hatırlar mısın bilmem hani vardı ya , Bizim kapı komşumuz İsmet teyze Onun penceresinin altına oturmuştuk Pırıl, pırıl güneşli bir günde, Senin elinde Yılmaz Güneyin kitabı SALPA Benim elimde Aziz Nesin'in kitabı ZÜBÜK
İşte o gün hayatımızda unutamayacağımız bir damgayı yedik. Herkesin dilinde komünist oluverdik. Ah be İsmet teyze seni ne çok severdim bilirsin Beş vakit namazında, niyazında bir kadın diye Sana mı düştü beni şikayet etmek babama Sana mı düştü beni şikayet etmek babama Başladı tüm yasaklar göz açtırmaz oldular bana. Sıkıntıdan sinirlenirdim, kızardım bazen sana Giderdim, taş toplardım camını kıracağım diye Planlar kurardım hava kararıncaya dek Ama yapamadım, taşlar elimde kalırdı atamazdım. Gizli, gizli buluşurduk Erdal’la Ben ona yazdığım şiirleri verirdim O bana yırtılmış kitap sayfalarını getirirdi Neye yarar artık ismimiz komünistti. Ah Erdal, ah biz ne güzel arkadaştık değil mi Özlüyorum şimdi o demiryolunu, Raylar üstünde yürümeyi, Hani o makasçı vardı ya şişmanca tren gelirken rayları değiştiren. Çok severdim onu kızdırmayı, Elinde sopa koştururdu bizi. Bazen söylenirdi babam, Sen bu kafayla gidersen olursun kaldırım mühendisi. Ben o kafayla gittim oldum kaldırım mühendisi Seni taktir ediyorum baba, Her akşam İstanbul sokaklarında, Sırtımda resmi üniforma, Durmadan kaldırımları arşınla. Ah Erdal ah, Sen tatlıcı Nailin oğlu olarak kaldın O güzel Ortaklarda Nail ustanın dükkanında Ben ise fasulyeci Mustafa’nın oğlu olarak Önce İstanbul, sonra Şanlıurfa, daha sonra Kocaeli, şimdi İzmir sokaklarında. (2000 yılı İzmir’e atanınca.)
ah çocukluk ne güzel ellerin vardı hele mini minnacık avuçların o avuçların var ya cennetlik güllük gülistanlıktı yaşama dair ... ----------------------------------- Cocuk yüreği gibi saf ve temiz kaleme selamlar.Hoş bir eser idi.
küçük yüreğinde her sevgiyi sevmeyi darmadağın yerle bir edecek aşkların farkların vardı ah çocukluk ah ÇOK ANLAMLI DİZELERDİ KUTLARIM KALEMİNİ YÜREGİNİ
ah çocukluk ah... böyle bir akşamda bu cümleyi mırıldanmak kadar hüzünlü başka ne olabilirdi kardeşim.... ne güzeldi yüzümüz temiz ve sevgi taze..... sevgiler sana ankara lardan...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.