Sinsi sinsi yaklaşıp, çeşit dümen çevirip
Pusu kurup ardımdan vurduğuna değdi mi?
Asırlık geçmişiyle koca çamı devirip
Gönlümü parçalayıp, kırdığına değdi mi?

İyiliğe karşılık kazık olarak döndün
Hiç boşuna uğraşma, benim indimde söndün
Tavuk gibi akşamdan, gelip başıma kondun
Hiç yok yere arayı gerdiğine değdi mi?

Aç kaldığın zamanlar. Soframdan yemek verdim
Adam olasın diye buncası emek verdim
Düşüp kalkarsın diye yanına yamak verdim
Beni halsiz bırakıp yorduğuna değdi mi?

Muhabbet ortamında ne de güzel çalmıştın
Dinleyen alkışladı, takdirname almıştın
Hayat boyu ağlarken, benim ile gülmüştün
Kendi başına çorap ördüğüne değdi mi?

Çelikleşen bağları, iyi mi ettin söküp?
Alıcı kuşlar gibi malın üstüne çöküp
Dünyada kul hakkı var, tarlama dalma çekip
Bahçeme izinsizce girdiğine değdi mi?

Biraz takanak vardı, borcum yoktur demişsin
Ulan Allah’tan korkmaz, iyi bir halt yemişsin
Gözü doymaz birisin, ha öküz ha camışsın
Ne varsa orta yere serdiğine değdi mi?

Neyzemî’ye koz verdin, iki elim yakanda
Karga bile barınmaz, gerçeğinde şakanda
Aklın başına gelir yıldırımlar çakanda
Şimdi yalnız başına durduğuna değdi mi?

Necati OCAKCI (Âşık NEYZEMÎ)

TEŞEKKÜRLER
Dost sanıp güvenilen, pusuda bekliyormuş
Arkasında onulmaz bir hançer saklıyormuş
Kalbi bozuk olup da vicdanı tekliyormuş
Ne kazandın ki bunca, kırdığına değdi mi?.
... Mesut Tütüncüler

Kim ne kazandı bilmem riyakarlık diz boyu
Ne yapsam anlamıyor ne garip hain soyu
Suçlu sensin demekte toplanış cahil toyu
Beni düşmana esir verdiğine değdi mi?
.......DOSTELİ

Nankörlük yapanlara bakmam ben hiç kusura
Söz verip de tutmadan yatmıştın hep çamura
O kadar uğraşsan da kendin düştün çukura
Boşu boşuna tuzak kurduğuna değdi mi?
_____ Şükrü Atay (Türkmenoğlu)