1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
113
Okunma
Âşık Âvnȋ (Narman; 01.07.1878 - Narman: 30.01.1954) Narman’dan yetişmiş Din Adamı, Âlim ve büyük bir Hak Âşığı olup, aynı zamanda Âlimȋ - Halûk Tanrıverdi’nin büyük Dedesidir. Bu vesileyle Hoca Dedemize Allah’dan (cc-cş) rahmet diliyorum. Mekânı cennet olsun. Mezarı Nurlarla dolsun. Âlimȋ - Halûk Tanrıverdi
Âşık Âvnî (Hoca Abdullah Eser) İle Âlimî - Halûk Tanrıverdi Şiir Sohbeti : “Perişan”
Perişan
(Âvnȋ - Abdullah Eser)
Âşık Âvnȋ
Vasfedeyim bende olan hâlleri,
Tutmuyor kalemim, eller perişan,
Gönül arzu çeker gonca gülleri,
Ötmüyor şeydalar güller perişan.
Âlimȋ - Halûk Tanrıverdi
Bahsedeyim bizde esen yelleri,
Kalmadı takatım hâller perişan,
Kurudu bağ bahçem, susuz dalları,
Kupkuru, bitkisiz, çöller perişan.
Âşık Âvnȋ
Gönlümün hevâsı gelmiyor razı,
Dilde kusur vardır, tutmaz elfazı,
Aşkın cür’asında muhabbet sazı,
Tutmuyor tezene teller perişan.
Âlimȋ - Halûk Tanrıverdi
Benimle kol kola türlü emrazı,
Sızılar; işaret eder âraz’ı,
Bağlandı sözlerim, buldum ahrazı,
Ben gibi nicesi, kullar perişan
Âşık Âvnȋ
Derundan gitmiyor yârin lezzeti,
Pirimden alaydım, ben de himmeti,
Benden yüz çevirdi şah-ı halvetȋ,
Bozuldu her yanım kollar perişan.
Âlimȋ - Halûk Tanrıverdi
Bozuldu kişinin nefis izzeti,
Ak düşüncelerde kara tezatı,
Yükleyip götürdük bulduk mezatı,
Haksız edinilen pullar perişan.
Âşık Âvnȋ
Bilmem ki ben kime edeyim nazı,
Hatırdan çıkarma sen bazı bazı,
Avnȋ’ de arzular görmeye sizi,
Varmıyor ayağım, yollar perişan.
Âlimȋ - Halûk Tanrıverdi
İz’in olur ise, var olur yüzün,
Bir farkı bulunmaz, az ile uz’un,
Âlimî, bir olsun, öz ile sözün,
Mutmain olmayan dil’ler perişan.
Âşık Âvnȋ - Abdullah Eser - 1881-1953
Âlimȋ - Halûk Tanrıverdi - 05.02.2024
vasfetme: anlatma, tarif etme
hâl: vaziyet, durum
şeyda: şaşkın, divane, mecazen; bülbüller
takat: dayanma, güç, katlanma, derman
çöl: hiçbir şey yetişmeyen, olmayan yer; susuz ve ıssız geniş arazi
hâl: takat
hevâ: arzu, istek
elfaz: sözler
cür’a: bir yudumda içilen ve insanı coşturan içki
muhabbet: sevgi, sevme, dostluk, dostça konuşma
tezene: mızrap
emraz: hastalıklar
âraz: herhangi bir hastalık vb.nde ortaya çıkan belirtiler
ahraz: dilsiz ya da sağır ve dilsiz
derun: yürek, kalp
şah-ı halvetȋ: Halveti tarikatının sultanı, piri
nefis izzeti: kişinin öz saygısı, kişiliği, yüceliği, onuru, izzetinefis
izzet: büyüklük, ululuk, yücelik
tezat: karşıtlık, karşıt olma, zıtlık, çelişki
mezat: açık artırma ile satış yapılan yer
iz: belirti, nişan, nişane
(tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz. Bir iş ile ilgilenmeyenin iş sonucu elde edilenlerden hakkı olmaz)
uz: iyi güzel, işe yatkın, becerikli, mahir
(az olsun, uz olsun: yaptığınız iş; edindiğiniz şey, isterse az olsun, ancak temiz ve iyi olsun)
(özü sözü bir: verdiği sözleri tutan dürüst kimse)
mutmain: tatmin olmuş, inanmış, gönlü kanmış, emin olan
dil: gönül
Şiirin Kaynağı: Âşık Âvnȋ Âvnȋ - Abdullah Eser’in Şiir Defteri, Şiir No.15, s.15
Kayıt: Süleyman İşleyen
Derleme ve Düzenleme: Ali Eser ve Şair - Ozan İhsanî - İhsan Tanrıverdi
5.0
100% (1)