0
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
167
Okunma
Güneş henüz hiçbir duvara çarpmamış,
sokak hâlâ gri.
Ve o beliriyor…
Adımlarında yorgun bir vakar,
omuzlarında ağırlığı bilinmeyen bir zaman.
Üzerinde solgun, yorgun bir pardösü,
ucundan yaşadıklarını resmeden yetim bir iplik sarkıyor
Elleri boş kendine varmadan, bendine çarpmış gibi.
Saçları tarifi imkânsız bir sükûnet altında saklı.
Bir tel düşmüş yanağına,
dil sormaya, el dokunmaya varmıyor.
Her tel yılların değil, yılanların elinde heba oluşu haykırıyor.
Yüzü bir yorgan gibi,
ince ince işlenmiş kırışıklıklar,
Zaman isimli yaştan değil, bağrına bastığı taştan, belli..Ve her susuşu, içine çekilen simsiyah sancıdan.
Gözlerinin altında gözyaşlarını yutmuş yetim çizgiler var.
Yürüyüşü sessiz bir ağıt.
Ne acele,
ne tembellik...
Sanki sokak,
onun ayak sesine göre nefes alıyor.
Ve gözleri…
Gözleri öyle bir bakıyor ki,
Görenin karşısından değil, içinden geçiyor.
Bir zamanlar
bir nefese gülen gözleri,
hatıralara kaş çatıyor.
Sanki biri çıkıp da "Ben seni görmüştüm bir yerde" dese,
"Bense kendimi arıyorum hâlâ," der gibi.
Etek ucunda eski bir dikiş izi,
solundakine denk bir onarım.
Sanki her dikiş,
bir ihaneti iliştirmiş üstüne.
Sanki her yama,
bir eksilişe ağıt.
Konuşsa, sözleri rüzgâr gibi üşütür insanın içini.
Sesi duyulan değil hissedilen bir feryat.
Bir çocuk “Abla!” diyerek seslense
Önce içine bakar..
Ve sokağın bilcümle kadınları konuşur ardından:
“Çok içine kapanık,” derler,
“Kimseyle düşüp kalkmaz,” derler.
Ama hiçbiri bilmez:
Ar Kadın düşmez de kalkmaz da
Çünkü; Bir kere düşmüş,
bir daha kimse tutmamıştır elinden.
O, sevilmeden seven,
beklenmeden bekleyen,
var olduğu hâlde yok sayılan ar kadındır.
Ayaklarının altındaki taşlar bile bilirler:
Ar kadın,
kendini kimsenin incitmediği gibi incitmiştir!“
"Görünmeyen yükün adı sabırsa, taşıyanın adı kadındır" diyerek ezer bastığı her yeri.
Geceye kederini ilikliyor ve herkesten gizli ağlıyorsa bir kadın, abartmıyorum bunun adı kıyamettir.
Vesselâm; adam zor, dünya kor, insan kör, k-adın ar!..
5 Haziran 2025
𝓡𝓪𝓶𝓪𝓴 𝓚𝓪𝓵𝓭𝓲 / Samim İĞDE