4
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
347
Okunma
Aşkın dili nedir bilmem ben Sevda çiçeği
Hep tanınmaz bir dil ile haykırdım sana .
Lügatımda sana yazılacak bir kelime olmasa da
bir ayet gibi bastım seni bağrıma.
Sırat köprüsü gibi geçilmez bir yerdesin
Mavi gök sensizliği , ilmek ilmek işlerken yüreğime
Tütün kokan parmaklarımdan düşüyordun satırlara
Ve Sen farklı bir coğrafyada semaya bakarken
ben ayın ışığında gülümsemeni görürdüm
İşte o an kaçak bir çayın hasretiyle
Yokluğunu geçiremezdim boğazımdan.
Ve yine Gecenin sessiz çığlıkları arasında
İfrit cambazları pencerene konarken
Belki de kahveni keyifle yudumluyordun
Ben ise sabahlara dek sırnaşık oldum gelişine.
artık yıkık dökük umutlar kaldı geride
gecenin sessiz çığlıklarında , kor oldu yüregim
Kalbimi desen param parça.
Geri dön ey sevda çiçeği
dilhun bakışlarım , karanlığa boğuyor geceyi
Hasretin kalbime çok ağır geliyor
Bahara küsmüş bir çiçek gibi kaldım .
Artık senden geriye
yıkılan umutlarım , aydınlanmayan gecelerim kaldı
Rengini desen;
Kara bahtımın rengine boyanmış sanki.
Bu kanayan zift karası yüreğimin de
Belkide bu son seslenişi sana
Gözlerimden yağan son yağmur .
Uğruna yaktığım son sözlerim
Hiçlik içinde kor olsada yüreğim
Bu şiiri sana bırakıyorum ,
Ve son sözlerimi
imkansızlıklar içinde tutsak olmuş bir dil ile
" Ez jite hezdıkım " diye haykırıyorum...
Harun Alan
29.05.2025
5.0
100% (7)