Bekçiler
Üzerine giydikleri formalarla,ellerinde joplarla kimi bellerinde tabancası ile seni-beni,onu- bunu,şunu bekleyen bekçiler....
Tıpkı bizim gibi,hepimiz gibi,sen ben o bu şu gibi. Bekçiler..
Dünya tarlasında ektiği tohumların yeşermesini bekleyenler, elleri nasırlı çiftçiler gibi. Alacağı verimle kar ve zararını hesaplayan umutla hayaller kuran bekçiler..
Doğup büyüyüp, yaşlanıp ömrünü tüketmek uğruna mücadele eden bizler.
Bazen neyi beklediğinden bihaber,koca ömrü hiç uğruna harcayan.
Yaramaz çocuklar gibi hiç usanmadan, kıyısında gezerken sulara gark olmuş gibi yitip giden..
Onlar bizler..
Onlar dedelerimiz,nenelerimiz analarımız, atalarımız...
Şimdi sıra sende,bende,onda,bunda,şunda...
Herkese verilen emanet değilmi beklediği.
Umut deryasına yelken açmış gibi
Tıpkı tesisatını beline kuşanmış üniformalı bekçiler
Bekçiler, onlar,bunlar,şunlar...
Tıpkı yemyeşil olup sonrada bozaran ve sonrasında da yok olup giden otlar gibi..
Yitip giden bekçiler.
Sen, ben,o,bu,şu...