Yanık bir türkü gibi içimden geçen,
Her dizesi hasret, her hecesi dert.
Bir yudum sevinçle bin acı içen,
Gönlümde dostlara kurulur sofra.

Bardaklar tokuşur, yürekler dolar,
Her kadehte yıllar, her bakışta yar.
Bir köy anısıyla başlar hatıralar,
Diz çöküp oturur geçmişten kalan.

Çocukluk geçti o toprak izinde,
Kavaklar, çeşmeler durur hafızamda.
Her bayram, her düğün kaldı özlemde,
Sesini duysam ağlar içimde dağ.

Şimdi biri gelir “hoş geldin” derse,
Gözümde yaş değil, sevda akar da,
O an anlarsın sen de ben gibiyse,
Aynı hasret yanmış onun da bağrında.

Ey güzel yârim, ey canım dostum,
Bu gönül kadehinde seninle mestim.
Ne para ne mal, tek servetim şun:
Gülümseyen yüzün, gözyaşınla bir.

Çeşmesinden içtiğim suya selam,
Toprağına, taşına, yârına selam.
Bağrında büyüten o köyüme selam,
Canımın canıdır, unutulmaz o yer.

Berlin Nisan 2025
Pevruzi Hasan