2
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
373
Okunma
Mahmur gözlerle,
selamladım güneşi bugün.
Penceremde,
nisan yağmurları süzülmüş geceden.
Cırcır böcekleri,
henüz dalları şenlendirmemiş.
Begonviller pembesini vermemiş.
Renkleri parçalanmış gökkuşağının
Duvardaki
siyah beyaz resmi bakıyor gözlerime.
Koyuyorum plağı en ağdalısından
Sezen başlıyor şarkıya,
"Yedi cihan dolandım
Bana mısın demiyor."
Tutukluluğumun bilmem kaçıncı senesi,
Takvimlerden tarihe yazılıyor.
Rafı hiç değişmeyen mercanım,
Ocağımda tüten çaydanlığımın dumanı,
Yoksul soframın yalnız zeytini bile,
Seni soruyor.
Sorup sual ediyorum tüm kuşlara seni
"bir haber yok" diyorlar.
Öbür yanda;
Yakama yapışan anıların ateşi,
Dolmayan boşluğumda yangın,
Memleketimde soğuk bahar,
İçimde sefil bir kış.
Her geçen gün,bir öncekinden
daha bela oluyor.
İçimdeki kırık aynalar kesiyor nefesimi.
Alev alev yanan bir orman külleniyor
can kafesimde.
Halimi gören üç beş sokak köpeği,
Onlar bile susuyor.
Farkına vardığımız,
’geç kalmışlık hissi’ harlanıyor bi an da.
Hep başa sarıyor zaman yarayı
Ve hiç bir şey "unut’tur"muyor.
Bahçemde açan gelincikler,
Tazeliyor umudumu.
Boynu bükük papatyalar
Medet umduğumu anlarcasına,
"Hala seviyor" nidaları atıyor.
Hiç bu kadar engerekli olmamıştı yas’ım.
Devası bir ’nefes’ bir ’soluk’ olan
Kalbinin surlarında esir’in’im.
5.0
100% (7)