4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2240
Okunma

EVLAT
Gidiyorsun ya, yüreğin zirvesine hançer saplandı
Hasretini düşündükçe ruhum dile gelip sızladı
Hoşça kal baba deyişin var ya, gözler buğulandı
Çabuk gel kızım, dön ne olur uçtuğun yuvaya.
Her düşünüşümde seni, ağlama kızım deyişim geliyor
Küheylan misali çatlarcasına koşman geliyor
Yitik sevdalarda adının berraklığı geliyor
Çabuk gel kızım, dön ne olur uçtuğun yuvaya.
Bilir misin sana hep derdim, benim mahur gözlüm
Cihana bedel kaşların, edepkar sözlüm
Kalem tutan ellerin, hal hal ayaklım
Çabuk gel kızım, dön ne olur uçtuğun yuvaya.
Özler misin bizleri diye sormuştum kızım
Hayır, baba, özlemeyelim yoksa ben ağlarım
Ağladıkça dertlenir, bağrıma kimi basarım
Çabuk gel kızım, dön ne olur uçtuğun yuvaya.
Yolda yürür, anımsarım seni her kaldırım taşında
Uzattığın ellerin gelir her resmine bakışımda
Sultanlığın, sultanlıktır içimin her yanışında
Çabuk gel kızım, dön ne olur uçtuğun yuvaya.
Daha dünyaya ilk gelişini hatırlıyorum da
Cennet reyhalarını andıran kokun geldi burnuma
İl kucağıma alıp seni sarmaladığımda
Çabuk gel kızım, dön ne olur uçtuğun yuvaya.
Yolculuğun hayırlı, günlerin neşeli, bahtın açık olsun
Düşlediğin rüyalarında başucuna melekler konsun
Zümrütten dokunan saçlarına tokalar değil nurlar takılsın
Çabuk gel kızım, ne olur uçtuğun yuvaya.
Bak hazan geldi, gördün mü kızım, etraf soğuk
Baban ise hep hasretine yenik, bitkin ve donuk
Üzme sakın kimseyi, bilirsin herkes konuk
Çabuk gel kızım, ne olur uçtuğun yuvaya.