0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
94
Okunma
Bir kış sabahı
Gri ve beyaz şehri soldururken
Büyüyen, şişen, iltihaplı bir balon
Şu ıssız acunda kuru rüzgar
Yüzleri düşüktür
Gözleri sönüktür
Elleri soğuktur
Bataklığın ve küfün evladı onlar
İki tane Ovacık vardır
Siz hiç gerçek Ovacığa gittiniz mi?
Sazlıklardaki kuzgunların saz çaldığı
Toprağın bebek gibi memeden süt emdiği
Çok kolay efendim!
Bininiz bir Ovacık otobüsüne
İki Ovacık arasında siz yolcu
Adeta bir Orient Express
Büyük bulvar büker ovayı ikiye
İki Ovacık arası tepeler, hurdacılar, mezarlıklar
Bir taraf altın kaplamalı 32.kat
Bir taraf çatısı yamalı 31.kat
Ovacık otobüsünde görürsünüz
Ovacığın gerçek sahiplerini
Eğer geçebilirseniz lüks mağazalardan
Baştan çıkartıcı ışıkların aldatmacalarından
Garibandır Ovacığın halkı
Cepleri hep bir hüzünlü
İsyan etmezler, bataklığın çocukları onlar
Alışmışlardır mikroplara
Bataklık ve çöplük içlerine işlemiştir
Nereye giderlerse gitsinler kabul görmezler
Paçalarından balçık akar
Onların hep mamurdur bakışları
Ne kadar beton dökersen dök nafile!
Zemini sulak topraktır
Balçık ve sudur Ovacığın altı
Sosyeteleri bataklık üzerinden yükselir
Garibandır Ovacığın halkı!
Ankara’nın griliği altında
Bir umuttur Ovacık
Bataklığa karşı uygarlığın savaşı
Halbuki durup yol kenarında
Baksalar sazlıklara ve kuzgunlara
Nefes alış verişini görselerdi Ovacığın
Hayretlere düşerlerdi bu güzellik karşısında
Ovacığa giderseniz bir gün
Çok dikkatli bakın, ışıklardan ve gökdelenlerden
Bataklığına ve toprağına bakın Ovacığın
İşte orada görürsünüz Ovacığın insanlarını.