Kâhta Eski Çarşıda bir demirci dükkânı,
Çocuk yaşlarda vurdum soğuk sıcak demire…
Sevgi saygı emeğin insanlığın mekânı,
Canım babam ustamdı uydum tatlı emire…

Ekmek kapısı yaptık ateş duman yerini,
Bir ömür verdi babam gözlerinin ferini…

Sabahtan akşama dek körük çektim tatilde,
Yaz günü buzlu suyu içtim tasla sitilde,
Vicdanın zerresi yok o paralı katilde,
Yürekten vurdu bizi uydu kahpe amire…

Ekmek kapısı yaptık ateş duman yerini,
Bir ömür verdi babam gözlerinin ferini…

İlçenin her köyünden ağırladık insanı,
Bereketli aylardı yılın Mart’la Nisan’ı,
Sevindirdik her sefer Ahmet Mehmet Hasan’ı,
Para bile almazdık ufak tefek tamire…

Ekmek kapısı yaptık ateş duman yerini,
Bir ömür verdi babam gözlerinin ferini…

Demir çelik tavında örste aldı biçimi,
Hünerli ellerdeydi üç dört hane geçimi,
Baba mesleği güzel yapamadım seçimi,
Mahkûm olduk maaşa memur nasıl semire…

Ekmek kapısı yaptık ateş duman yerini,
Bir ömür verdi babam gözlerinin ferini…

Cantekin der; su gibi döktük alın terini,
Ekmek kapısı yaptık ateş duman yerini,
Bir ömür verdi babam gözlerinin ferini,
Hanemizi yakan it cardın etin kemire…

Ekmek kapısı yaptık ateş duman yerini,
Bir ömür verdi babam gözlerinin ferini…