Baba

Sen yoksun aramızda, dik durmuyor başımız,
Nimetler derya olsa sensiz eksik aşımız,
Biz hala çocuğunuz geçse dahi yaşımız,
Hala kulağımızda, bu gün gibi sözlerin,
Ne olur, dön gel baba, baksın bize gözlerin!

Baba derdik un bitti, yok ambarda saklımız,
Ekmek teknesi bomboş, akşam bitti teklimiz,
İşsizlik ne demekti kavramazdı aklımız,
Hala kulağımızda bu gün gibi sözlerin,
Ne olur, dön gel baba, yaksın bizi özlerin!

Tehlikeli durumu koşar haber verirdik,
Korkudan söz etmezdi, hep kahraman görürdük,
Dağ gibi diklenince biz gururdan erirdik,
Hala kulağımızda, bu gün gibi sözlerin,
Ne olur, dön gel baba, değsin bize dizlerin!

Sabahtan göremezdik giderdin çalışmaya,
Elinde kazma- kürek toprakla dalaşmaya,
İşimize gelmezdi bekleyip alışmaya,
Hala kulağımızda, bu gün gibi sözlerin,
Ne olur, dön gel baba, sinsin bize tozların!

Hiç çaresiz görmedik, olsa da sezdirmezdi,
Dağ kadar derdi olsa, dilinde gezdirmezdi,
Çıkardı her müşkülden, yuvayı ezdirmezdi,
Hala kulağımızda, bu gün gibi sözlerin,
Ne olur, dön gel baba, sarsın bizi gizlerin!

Ne zamandır sarmadı o şefkatli kolların,
Artık şifa sunmuyor baldan tatlı dillerin,
Tüm sokaklar virane esmeyince yellerin,
Hala kulağımızda, bu gün gibi sözlerin,
Ne olur, dön gel baba, essin bize yazların!

Dertlerle yoğrulurdun çile hamuru gibi,
Yakanı bırakmazdı sazlık çamuru gibi,
Yuvan için yanardın linyit kömürü gibi,
Hala kulağımızda, bu gün gibi sözlerin,
Ne olur, dön gel baba, çalsın bize sazların!

Baba diyorduk ama çile çiçeği idin,
Bize hiç küsemezdin, neşe böceği idin,
Şu yalancı dünyanın şefkat kucağı idin,
Hala kulağımızda, bu gün gibi sözlerin,
Ne olur, dön gel baba, gülsün bize yüzlerin!

Mustafa Hoşoğlu