Gönülde bir boşluk var
Bir hüzün bir ızdırap
Zihinde bir bekleyiş
Bir umut bir heyecan

Geceler düşünmek için fazla soğuk
Fazla büyük âlem
Çok küçük göz bebeklerimiz var

Bedenin de rüzgârları olurmuş
Ayak parmaklarının el parmaklarının arasından ve tüm tenimizden
Eser dururmuş biz fark etmesek de
İnsan kendisine yabancı
Yabancıya tanıdık olur muymuş hiç
Ey başkasını bildiğini haykıranlar
Kendini bilmeden el bilinir miymiş hiç

Hangi hayvan gerçeği anlatıyor bize
Çevremizde olanlar mı?
Ara sıra gördüklerimiz mi?
Ya da hiç görmediklerimiz mi?
Hangi hayvan saklıyor içinde o sırrı

Yıldızlar, örümcek ağıyla mı bağlı birbirine
Güneş, ölü bir kedinin açık kalmış bir gözü mü?
Karanlık, kara öküzün postu
Meteorlar, bir bukalemunun tükürüğü
Dünyanın yörüngesi balinanın rotası mı?

Ne çok gereksiz sorularım var üstadım
Gerekli olanlar için neden kan döküyor insanlar
Neden parçalıyor bir timsah bir antilobu
Bir kartal bir balığı neden kapıp kaçıyor
Hayvanlardan öğrendiğimiz nedir gerçekte?

Zekâ, hep kendinden üstün olana doğru akıyor
Oysa tabiat hep aşağıya dökülüyor düşüyor
Gözler hep kendinden büyük ve güçlü olana itaat ediyor
Boy yarıştırıyor, renk yarıştırıyor hayvanlar
Ya insanlar üstadım
Hangi gerçeğin peşinde

Peki ya, bu ışıklar neyin nesi
Hangi rengin altında uyusam
Zekâm daha çok gelişir üstadım

Bir şey var içimde
Bir gerçek var lakin
Bildiğimden beridir hep uyku modunda

Ezilmek bir gerçek dışılıktır
Kafa tutmak bir laubalilik
İstemem yan cebime koy demek en büyük edepsizlik
Peki ya, ses nedir üstadım
İçimde durmadan seslenen kimdir bana?
Benden öteye geçen sesler kime seslenir?

Neden dağlarda yalnızlıkta arar insanlar
Neden yalnızlığa koşar arayıcılar
Ne vardır göklere yakın yerlerde
Neden kalabalıklar boğar insanı
Dost anlamaz, yâr anlamaz, ata, ana, dede, nine, çocuk anlamaz.
Nedir bu anlamamazlık?
Nasıl gerçekleşir yokluğun içinde var olmak
Anlat da bilelim üstadım.

Nasıl kaynatır elektrik suyu
Bu da haybeden bir soru!
Nasıl parçalar atar kasırgalar insanı
Kayaya fırlatılmış bir ceset ne anlatır bana
Dil dışarıya uzamış, gözün biri fırlamış, kolun biri kopmuş
Burun yok, dişlerin yarısı dökülmüş, kalp göğsü parçalayıp kaybolmuş.
Hayvanlar yemiş yarısını cesedin
Kuşlar kapıp kaçmış bazı parçaları, kurtçuklar kaplamış mekânı

Liyakatli olmayan kim, görevini aksatan kimlerden
Neden depremleri durdurmuyorlar,
Neden selleri başlamadan dağıtmıyorlar
Dünyanın merkezindeki kötülükten kim sorumlu üstadım
Göklerdeki kötülükten kim sorumlu
Bulutlar neden kararıyor durmadan
Neden durulmuyor deryalar

Neden tüm sorularım tek bir yerde toplanıyor
Nasıl aşabilirim ben bu tekliği
Nerede bulabilirim gerçek cevabı
Neden beni çağırıyor tek bir gerçek var denilen gerçek

Uzun yazdım özür dilerim
Gönül kendi içine çökmeden gerçek var olur mu demeden?
Ben yalanlarla âşık olmuş bir insanım
Kendimi kandıracak bir şeyler buluyorum istemeden.