0
Yorum
8
Beğeni
4,7
Puan
191
Okunma
Bir deniz varmış karşımızda.
Kör-karanlık bir deniz.
Kıyısındaymışız denizin.
Deniz sessiz.
Tek bir dalga çıkmaz mı bunca zaman?
Tek bir balık atlamaz mı suda?
Nasıl görememişim ben yakamozu!
Önce bir ses, tanıdık.
Belki bir martı çığlığı..
Sonra bir koku, çıldırtan!
En ilkel benliğime seslenen.
Belki iyot kokusu.
İskeleden ayaklarını sarkıtıp,
Ayak tabanlarında
Denizi duymak gibi bir sıcaklık…
Yakamoz gördüm ben o akşam üstü.
Sen hiç yakamoz gördün mü?
Çocukluğumun Mürefte’sine gittim,
Yakamozu gördüm, Zorba’nın gözleriyle.
Çakıllar toplayalım sahilden seninle.
Bir şişe de şarap alalım elimize.
Otuz yıl öncesinin odun fırınında pişmiş,
Tuzlu yer fıstığından da alalım.
Attığımız her çakıl taşıyla,
Yansın deniz gözlerimizde.
Bir sen iç şişeden bir ben,
Daha dudakların dudaklarıma değmeden.
Elini tutmadan daha,
O ömrüm saçlarını koklamadan.
Dola kollarını bedenime,
Bırak kendini benle denize.
Kaybolalım kör-karanlık sularda
Birbirimizi bulabilmek adına.
5.0
67% (2)
4.0
33% (1)