1
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
184
Okunma
Nasrettin Hoca kalktı bir gün erken,
Horozlar öterken, şafak sökerken.
Karakaçan ile gitti pazara,
Hocanın hayatında her an fıkra.
Görenler Hocayla sohbetler etti,
Gezdi, dolaştı, nihayet gün bitti.
Pazardan aldı yağ, tuz, bir kilo et,
Görenler dedi: "Hoca, var mı davet?"
Hoca dedi: "Eğer yemezse kedi,
Köfte yapacağız, bulursak eti."
Kediyi tartmaya terazi gerek.
Çıktı Hoca pazardan söylenerek.
Aldıklarını koydu heybesine,
Sonra bindi eşeğin tepesine.
Hoca bindi eşeğe, heybe de sırtta,
Burnundan soluyor eşeği altta.
Hoca kilo almış, eşek yaşlanmış,
İki ahbap birbirine katlanmış.
Bu durumu görenler dedi: "Hayret!
Niçin edersin kendine eziyet?"
Hoca dedi: "Beni taşıyor eşek,
Yeterince zahmet verdim binerek.
Heybeyi de ona taşıttırmadım,
Bu yüzden heybeyi sırtıma aldım."
Alttakilere edersek merhamet,
Allah da bize eder ikram, izzet."
Mehmet BULUT
5.0
100% (6)