4
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
194
Okunma
Kürsüden haykırsam da, fayda etmez öğütler
Herkes burnu dikine, bildiğini okuyor
Talkın salkım misali, kırılıyor söğütler
Usta varken çıraklar, bülbül gibi şakıyor.
Teraziler şaşırmış, eksiğine tartıyor
Utanmazlar arsızlık perdesini yırtıyor
Ayrı gayrı sancısı, günden güne artıyor
Haksızlık zeytinyağı, su üstüne çıkıyor.
Derdi olmayan adem, saçını boşa yolmaz
Bilmezler ki mazlumun, ahları yerde kalmaz?
Ahlâkı olmayanın dini imanı olmaz
Takva ehli kaybolmuş, cahil kilim dokuyor.
Ocaklar küle döndü, çay demini almıyor
Bereket kaydı gitti, okka kile dolmuyor
Ha bugün ha da yarın, söz yerini bulmuyor
Geçimler kar buz oldu, aşa şimşek çakıyor.
Çokbilmiş ukalâlar, tecrübeyi saymıyor
Gözü gönlü aç olan, yiye yiye doymuyor
Yeni nesil bir taşı, taş üstüne koymuyor
Eskiyi beğenmeyen, yapılanı yıkıyor.
İlenç kokan beddua, tekrar geri dönüyor
Ne edenler buluyor, ne de acı sönüyor
Varsıllar yoksulların, hep üstüne biniyor
Tuzu kuru olanlar, uzaklardan bakıyor.
Senin halin ne imiş, arada bir soran yok?
Çıkış yolu nerede, kafasını yoran yok?
Hâkim olma fikrinin, hayalini kuran yok?
Liste başı olmamak, canımızı sıkıyor.
Yetimi görmüyorlar, keyfe keder gülenler
Ye kürküm ye misali, gider önde gelenler
İşin daha vahimi, eli darda olanlar
Düğünde sahte dolar, sahte altın takıyor.
Necati der hiç kimse doğrudan ayrılmasın
Hak edenler yükselsin, hiç kimse kayrılmasın
Her kim sorumlu ise, kaçarak sıyrılmasın
Alttan üstten uçanlar, ciğerimi yakıyor.
Necati OCAKCI
5.0
100% (8)