10
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1202
Okunma

hangi şehre gitsem arkamda yalnızlıklarım
hangi düne baksam pişmanlıklarım
bir Ankara terk etmedi beni
ne zaman dönsem geri
sessizce çağırırdı, birlikte a ğ l a r d ı k...
ve ben eski sevgilim doğduğum şehri
ah! ne çok aldattım, ben ne çok ağlattım
yağmurlar yağardı ben giderken
ben ıslanmazdım, vermezdi izin
yürüdükçe yol verirdi b u l u t l a r...
ve ben deli bir aşka açtığımda sevdamı
dağılırdı kalabalıklar, çökerdi caddeye yüzüm
ne zaman olsa elimde eşyalarım
hep, yanlış adreslere yolculuklarım v a r d ı...
-giderken tüm renkleri alıp giden zaman tortusunda iki renk bıraktı, onlarda renkten sayılmıyordu... uzun zamandır görmek istediği neyse rengine selam söylüyordu zaman... gülümsüyordu, ölümün izi dizelerde/sinsice... ihaneti törpülüyordu zaman... ve ölüm, bürünüyordu kefen siyahına... huzursa, beyaz kalıyordu... iki renksiz bir renk oluyordu, ölümün soğuk nefesiydi solunan... bir ayrılığın daha sevişken gülümsemelerinde yıldız olup, kayıyordu... yitirilen zamanlarsa hiç susmuyordu zaman tik/taklarında... ihanetin arsız tırmanışları, inadına sevişiyordu başka k o l l a r d a...
Copyright © by ahd
Ali Hakan DÜZ