5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1129
Okunma

Bu Gönül (BULUŞMA)
Susar mı şiirlerim, susar mı yazan kalem;
Tesbihler incileri, korda yanar bu gönül.
Vuslata giden yolu var eğip büksün elem,
Tutunduğu dalından uçmaz, kanar bu gönül.
………………………..Hatıralar döngüsü,
..Bir yorgunluk gezisi.
…..Gece yeşili yamaçlar,
…….Vuslatından olmalı çift gölgeli ağaçlar.
………Ve vadideki kıl çadır
…………..Minderleri nakışlı,
……………….Tablamızda demli çay
…………………..Yanımda ceylan bakışlı.
Şarkılar ses vermez mi, lala mı döner diller;
Sevilmeye doymazlar boyun eğen sümbüller.
Mısralar uyku bilmez neler çeker sor eller,
Gün doğumu bir masum hara döner bu gönül.
..Hara dönen bu gönül,
……...Mor ışıklı gecedir.
…………...Şanslı sayım malum ki;
………………….Kavrulan bilmecedir.
Can evimde büyüttüm bu aşk öyle zalim ki,
……………………Çekilmez çile miyim?
…………Affedersen çöl diliyle,
….Nicesini dileyim, ben zulme köle miyim?
Telleri koparılmış dertli çalan bir sazdım,
Sır vermem ustasına kabrimi kendim kazdım.
Tam gülün ortasına, yatan: Vuslatî yazdım;
Unuttu mu zannettin her an anar bu gönül.
...Her mevsim dolu yağsın, kar yağsın,
………Üşüyen mezarıma.
………Yeter ki yeter ki sen mutlu ol,
……………………..Bakma benim zarıma.
22.10.2008
Osman Öcal