DOSTLARIM HAYIRLI SAĞLIKLI BİR HAFTA DİLİYORUM
SONSUZ SAYGIM SEVGİYLE

BİR FİNCAN KAHVENİN KIRK YIL HATIRI VARDIR
Akşamın karanlığı çökerken ıssız sokaklara
Kuşlar dönmüş yuvaya dalmışlar tatlı rüyaya
Meltem esiyor sakince haydi gece sıra sende der gibi
Genç kız testisi omuzunda düşmüş yollara
Gece sererken mavi örtüsünü gök yüzüne
Loş sokaklarda bir sesle irkildi kız
Allah bu da nesi yapıştı iyice duvara
Bir arabaydı gelen homurdanarak dar sokak da
Genç kız baka kaldı bunlarda kim ola
Bu saatte bu sokağa gelen olmazdı ki
Hayırdır diye baktı gelen arabaya
İki kişi vatdı gençten sarısın bir bayan ve adam
Yanından geçip biraz ilerideki konağın kapısında
Kor ne çalıp açılan kapıdan girdi içeri
Oy dedi genç kız konağa misafir var kim ola ki
Neyse duyulur deyip yürüdü birkaç adım
Küçük bir kapıdan içeri girdi
Bahçe içinde küçük bir evdi annesi merakla
Aman kızım geç kaldın neredesin deyince
Yok anam az önce bir araba girdi sokağa onu bekledim
Konağa misafir geldi sanırım
Annesi geldi demek ki dedi bekleniyordu
Genç kız kim gelecekti beklenen kim di diye baktı anasına
Aa haberin yokmu kızım ağa oğlu yani koca doktor
Kaç gündür hazırlık vardı konakta
Ağa bir heyecanlı ki görmen lazım ee yıllar oldu gideli
Uzak memleketlerde okudu oğlum böyük doktor oldu der durur du hep
Demek geldi şükür ne sevindi anası babası bacıları
Neyse hadi elifim yemek yiyek baban acıkmış
Elif şaşkın he anam tamam dedi ama içine de bir acı çöreklendi
Yıllardır özlediği gece gündüz düşlediği ağa oğlu gelmişti de
Yalnız değildi yanında bir sarışın vardı
Sessizce yemek yiyip topladı ortalığı ben erken yatam deyıp çekildi küçük odasına
Gözleri yaşla doldu ah ağa oğlu böyle miy di kavlimiz
Bekle beni demiştin de yalnız gelmedin hiçbir name yazıp da
Halin nedir demedin ne selam gönderdin nede haber saldın
Diye ağladı gözünden çok yüreği uykuya yenik düştü yaralı gönlü
Gün doğmadan kalktı hamur yoğurup taze sebze topladı
Ağa oğlu saç böreğini çok severdi belki özlemiştir diyerek
Bir tepsi börek hazır edip gitti konak kapısına yavaşça çaldı
Kahya kalkmıştır diye düşünmüştü kapıyı açan kahyaydı
Hayırdır elif kız bu nesi
heç ağa oğlu gelmiş ya o bunları çok severdi
Yesin dedim
nede güzel koktular ya eh sende ye ağam
Deyip döndü evde biraz işlenip su testisini alıp anam pınara gidiyom su alıp gelem
Ah kızım hep pınara gidiyonda başına bir hal gelir diye korkuyom
Yok anam sen merak etme Allah ıma sığınırım her dem
koca bir çınar ağacının altında
Uzak değil zaten
Gün doğmuş kuşlar cıvıldıyor koca çınar ağacının altında
Kudretten akan pınar suyu bir havuza dolan sular nazlı nazlı akıp giderken
Elifçik testisini doldurdu ve yaşlı gözlerle baktı suya
Ah dedi geçmişi düşleyip ne günlerdi o günler
Çocukluğu ağa oğlu ile geçmişti iyi bir arkadaştı ne güzel anlaşıyorlardı
Çok zaman burada bu pınar başında geçerdi zamanları
İlk okulu beraber bitirmişler elifçik okuyamamış
Ağa oğlu ise şehirde okumuştu ortayı liseyi
Tatillerde beraber olurlardı elif oku ağa oğlu doktor ol bak köylerimizde ne sağlık ocağı var ne doktor şehir uzak gitmek zor sen doktor ol burada köyüne köylüne bak
Evet elif senin için olucam demiş bir gitmiş pir gitmiş
Uzun yıllar başka uzak memleketlerde okumuş nihayet gelmişti de nasıl geliş
Dudaklarından bir türkü belirdi
Dün akşam yolda gördün seni yıllardan sonra dönüp bakmadın bana diye söylerken
Bir sese döndü yıldırım di ağa oğlunun atı ve üzerinde bir adam
Elif şaşkın yıldırım dedi adama baktı tanımak zordu ama gözleri yine eskisi gibi gülümsüyordu
Kısık bir sesle ağa oğlu dedi yaşlı gözleriyle
Evet elif benim sabah kalkınca saç börekleri karşıladı benine çok özlemişim
Evinize gittim annen burada olduğunu söyledi yıldırımı alıp geldim
Bu kadarcık yolu atla mı geldin evet onu da çok özledim senide elif
AYŞE KARAN DEVAM EDECEK