Beni sorma desem!
Çünkü harfleri yok artık ismimin…
Şehirlere sığmayan bir sükûtla büyüttüm,
eksikliğimi…
Renklerim döküldü taş kaldırımlara,
Gökyüzü aksediyor şimdi her zerreme…
Tepeden tırnağa eksik olsam da,
tamamlanmaktan kaçıyorum.
Çünkü,
sen gelip doldurursun diye umut ediyorum.
Kim yazdı bu ömrün
dar ve alengirli cümlelerini?
Kimin eliyle döküldü bu harfler?
Hangi gözler nazarladı beni?
Yağmuru toprakla buluşturamayan
ve ellerimden kayıp giden her şey bendim halbuki…
Kalem,
adımı yazma artık!
Kaderin kıvrımlarında yuvarlandım,
Her dönemeçte bir yanımı bırakarak.
Ve gördüm ki,
insanın kendine ihanet etmesi,
Bir nehirde boğulmaktan daha kolay…
Elimden gelen yalnızca sessizlikti,
Ama o bile yankılandı içimdeki boşlukta.
Ve bu yankı,
Gökyüzünden eksilmiş bir
yıldız gibi,
kaydı varlığımın derinliklerinden…
Ruhumun sınırları yok artık!
Ne kendimden korkarım,
ne de gölgelerden…
Kendimi aradım yıllarca,
kovaladım kovaladım yoruldum.
Şimdi bıraktım;
Varsın her şey, kendi içine aksetsin…