0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
132
Okunma
Dinlersen yorulursun
Okursan yorulursun
Seyredersen yorulursun
Düşünürsen yorulursun
Konuşursan yorulursun
Susarsan; yorgunluk ne ki,
Buzdolabı fazla hoyurduyor
Keselim sesini
Ağaçları budar gibi yıldızları budayalım
Açılsın ferahlasın biraz sema
Olacağın peşinden herkes koşar ya
Olmayacak hayaller peşinde koşalım
Lakin Tanrı olamadıktan sonra
Ne işe yarar yaşamak
Tanrı olsak bile
Patlarız herhalde suskunluktan
Belki de bu yüzden kendisi çıkmıyor karşımıza
Bilinmezlik delirtir insanı
Bilinen tat vermez huzur vermez sonsuzluk vermez
Aşkın sevginin tarifini bulamadım
Ölüp gideceğim yine bulamayacağımdan korkarım
Korkmak ne ki;
Küçük bir nasıra geçmiyor sözüm
Küçük bir sivilce işkence ediyor durmadan
Bir kıl bile taşıyamaz haldeyken
Şu alemi hamur yoğurur gibi yeniden yoğurmak istiyorum.
Mümkünatı yok elbette
Bu çağı taşımanın mümkünatı kaç yıl sürer daha, bilemiyorum.
Bilsem deryalardaki bütün balıkların akıbetini
Bilsem ormanlardaki her yaprağın macerasını
Tüm hayvanları öğrensem
Tüm atom altı parçacıklar bana amade olsa
Şu dünyaya tek ben sultam olsam, peygamber olsam, şah olsam
Tüm istediklerimi istediğim an yapabilme gücüm olsa
Yine de huzura erişemem artık
Ne gidiyorum ne geliyorum
Ne uçuyorum ne coşuyorum
Sadece bekliyorum
Bekliyorum
Bekliyorum
Neyi nasıl bekliyorum bilmiyorum
Belki senin de düşündüğünü bekliyorum
Ben kendimi bekliyor gibi bekliyorum
Gerçek ne ki,
Hayal ne ki,
...
.
.
.
...
En sevenlerinize emanet
Y.
5.0
100% (2)