Artık her gidene; nereden kimden giderse gitsin,
el sallıyorum!
İçimde "hoşçakal" demeden giden biri...
Ona niyet, her gidene el sallıyorum!
Kendimi mi kandırıyorum?
Önemli değil...
İçimde "hoşçakal" demeden giden biri...
İçimden biri...
İçimden "giden" biri...

Her giden sen, her kalan ben oluyorum artık...
Her varlığı sen yerine koyup da seviyorum.

Bir varlığın ismi olsa dokunurda sana;
onu nasıl sevemem?
Seni görmüş olsun yeter ki...
Adını sen koyabileyim yeter ki...

Kimi zaman kocaman fincanımdaki çay,
kimi zaman ıhlamur oluyorsun;
içimi ısıtan, temizleyen...
Sarılıyorum fincana sen niyetine...
sadece ellerimle.
Ayrılamıyorum hiç, ayrıldığım senden!..
Sarılıyorum fincana, sadece ellerimle...

Şimdi oyunlarla oyalanıyorum...
Yüksek skorlar yapıyorum!..
Oyalanıyorum...
Aklıma gelmeyince sen,
Üzemiyorsunda beni...

Biliyorum,
Oyalanıyorum!

Yapacak hiç bir şey kalmadı...
İçimde, "hoşçakal" demeden giden biri kaldı!
İçimde biri ki... hep orada kaldı!