Sessiz durmak yakışmaz, dişle damak arası
Sükut duran millete, dil oldun sen Mustafa’m
Cahilden hemen sonra, gelince söz sırası
İlim vermeyen yerde lal oldun sen Mustafa’m

Nefsin gündüz göründü karanlığa kaydın sen
Eğriye düşenleri doğru yönde saydın sen
Leş kokular içinde mis kokular yaydın sen
Çiçeklerin içinde gül oldun sen Mustafa’m

Zalimlerden korkmadın etrafın mahşer olsun
Haksızlığa buğz ettin, yeter ki beşer olsun
Senin için fark etmez, hayır olsun şer olsun
Davete icabette, yel oldun sen Mustafa’m

Bulanık bu dünyada duru oldun dolaştın
Beyinsizin beyninde soru oldun dolaştın
İrfan mekteplerinde arı oldun dolaştın
Ademiyet içinde bal oldun sen Mustafa’m

Sevgi ile gezersin, derinlerde sığ gibi
Mesain çok uykun az, eriyorsun yağ gibi
Zorluğa göğüs gerdin, merhametin dağ gibi
Yardıma muhtaçlara, bel oldun sen Mustafa’m

Dinine sahip çıktın, dinsiz ile atıştın
Sünnet-i seniyyede ahlak oldun yatıştın
Vuslata ermek için yanıp yanıp tutuştun
Ateşinde kavruldun, kül oldun sen Mustafa’m

Nefsinin galyanında ruhum yabancı dedin
İnanıp yaşamayan içimde sancı dedin
Gezdiğimiz dünyaya han dedin hancı dedin
Mihman’ın yüreğine, yol oldun sen Mustafa’m
Dalgalı denizlerde sal oldun sen Mustafa’m

İshak Aras ( mihman)
Söke Aydın