7
Yorum
36
Beğeni
5,0
Puan
408
Okunma
İrem bağında gezindik reftare sımsıcak,
Belâgat dolu Nâbi’nin bindiği salıncak.
Belkıs’ın yanında ehvendir bu tılsım-ı nâz,
Gazâlinin virdinde, nur kapısıdır niyâz.
Yürekler burkulurken duygular oldu harab;
Semâvî bir sükûnet var gökte, nedendir? Yâ-Râb!
Fuzûlî’nin divânı, nâr-ı gam’ından yanmakta,
Su bulurken yolunu, âb-ı hayat sunmakta.
İpek gibi bir bakış, ince ince gözleri,
Sanki Bâkî’nin gazeliyle, haldir sözleri.
Tanyeri ağarırken mercan yüklü bir kervan,
Süzülür dağın ardından yükü elvan elvan.
Tutuşur kalbin aşkı, nar gibi olur gözler,
Bir semâvi güzellik ki; dilhun olur sözler
Sürgün gittiği yerden, çıkar aşkın misâli
Rüyâ gibiydi, Güneş ile Ay’ın visâli.
...andelip...
5.0
100% (25)