Tekrarı olmayan, masal gibiydi
O eski günleri, ararım şimdi
En büyük aşklara, misal gibiydi
Gönül yarasını, sararım şimdi
O eski günleri, ararım şimdi

Biz böyle değildik, ne hale düştük
Sevda ateşinde, kavrulduk piştik
Devran mı değişti, biz mi değiştik
Nedenin kendime, sorarım şimdi
O eski günleri, ararım şimdi

El ele göz göze, yetmezdi zaman
O anlar geçmişte, bulunmaz leman
Firak acıları, vermezken aman
Geçtiğin yolları, tararım şimdi
O eski günleri, ararım şimdi

Bu günümde ise, sevgiye açım
Beyazlar kol gezer, ağardı saçım
Maziye baktıkça, yanıyor içim
Boş yere hayaller, kurarım şimdi
O eski günleri, ararım şimdi

Bakıp bakıp, ağlıyorum dünlere
Durak oldum kaldım, tüm hüzünlere
Dönebilmek için, eski günlere
Şerri bile hayra, yorarım şimdi
O eski günleri, ararım şimdi

Sevdanın hakkını vermek üzere
Mulluluk anını, görmek üzere
Sevda güllerini, dermek üzere
Sevdanın izini, sürerim şimdi
O eski günleri, ararım şimdi

Lüzumsuz gönülde sırça köşk vardı
Doyumu olmayan, hoş bir meşk vardı
Sevgi vardı, saygı vardı, aşk vardı
Kılıktan kılığa, girerim şimdi
O eski günleri, ararım şimdi

Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ