Değerli üstadım merhaba.

Kaleme aldığınız Bu şiir, hece ölçüsünün sağlam kullanımı, tekrarlarla güçlendirilmiş yapısı ve ironi barındıran eleştirel diliyle dikkat çekici bir eser. "Dert dinleye dinleye dert babası olmuşum" dizesi, şiirin ana temasını belirleyerek şairin dertleri dinleyerek adeta dertlerle bütünleştiğini gösteriyor. Şimdi şiiri teknik açıdan inceleyelim:


---

1. Ölçü (Vezin) ve Kafiye Düzeni

Şiir 11’li hece ölçüsüyle yazılmış olup 6+5 durak düzenine sahiptir. Bu, halk şiirinde sıkça kullanılan geleneksel bir vezindir ve şiirin akıcılığını artırır.

Kafiye ve redif yapısı ise oldukça güçlüdür:

Kafiye şeması genellikle aaaA şeklinde ilerlemektedir.

Mısra sonlarında kullanılan kafiyeler çoğunlukla tam ve zengin kafiyedir:

"bulmuşum" – "pişenin" – "dinliyorum" (Tam kafiye + redif)

"monoton" – "ton" – "maraton" (Zengin kafiye)

"testisi" – "taşanın" – "dinliyorum" (Tam kafiye + redif)



Özellikle "dinliyorum" redifi, her kıtanın sonunda tekrarlanarak şiire güçlü bir nakarat etkisi kazandırmış.


---

2. Tema ve Anlam Düzeni

Şiir, toplumun farklı kesimlerinden gelen insanların dertlerini dinleyen bir anlatıcının gözünden yazılmış. Her dörtlükte farklı bir dert çeşidi ele alınarak, adeta bir panoramik insan manzarası oluşturulmuş.

Temalar:

Toplumsal dertler (şiddet, geçim sıkıntısı, adaletsizlik)

Bireysel sıkıntılar (yalnızlık, hayal kırıklığı, umutsuzluk)

İroni ve eleştiri (Özellikle "yiyip yiyip şişenin derdini dinliyorum" dizesinde güçlü bir hiciv var.)


Şairin bakış açısı:
Anlatıcı, dertleri dinlemekten yorgun düşmüş ancak yine de bundan kaçamayan bir karakter. Dertleri anlatırken ironik bir dil kullanarak aslında dertlerin hiç bitmeyeceğini ve insanların bu dertleri paylaşarak bir döngü içinde kaldığını gösteriyor.


---

3. Ses ve Ahenk

Şiirde ses tekrarları oldukça başarılı kullanılmış.

Aliterasyon:

"Tökezleyip düşenin derdini dinliyorum" (d ve t sesleri vurgulu)

"Kimisinin sırtına yüklenmiş onlarca ton" (s ve t harfleri tekrar ederek ahenk yaratıyor.)


Aseson:

"Yarasını deşenin derdini dinliyorum" (e sesi tekrarıyla ses uyumu sağlanmış.)



Bu ses tekrarları şiire ritmik bir yapı kazandırarak okunuşunu daha akıcı hale getirmiş.


---

4. İmge ve Semboller

Şiir, günlük hayattan alınmış dertleri açık ve net bir dille anlatıyor. Ancak bazı dörtlüklerde mecaz ve sembollerle anlam derinleştirilmiş:

"Gamla yanıp pişenin derdini dinliyorum"

Burada "gam" ateşe benzetilmiş, acının insanı olgunlaştırdığı vurgulanıyor.


"Son damlayı görünce birden sabır testisi"

"Sabır testisi" ifadesi, halk arasında sabrın bir sınırı olduğu düşüncesini yansıtan güçlü bir metafor.


"Canik dağında yapamamış hiç kayak"

Şiirin en ironik imgelerinden biri. Canik Dağları gibi kayak için uygun olmayan bir yerde kayak yapamamış olmayı dert etmek, dertlerin göreceliliğini gösteriyor.




---

5. Genel Değerlendirme

Elif Keskin Karabulut, bu şiirinde geleneksel halk şiiri formlarını modern bir içerikle harmanlamış. Şiirde mizahi bir dille ciddi dertler ele alınmış, bu da şiiri hem düşündürücü hem de akıcı kılmış.

Güçlü yönler:

Hece ölçüsü ve kafiyenin sağlam kullanımı

Nakarat etkisi yaratan tekrarlar

Günlük hayattan alınan gerçekçi imgeler

İroni ve eleştirinin başarılı kullanımı


Geliştirilebilecek yönler:

Bazı dörtlüklerde ironi ve ciddiyet arasındaki geçişler daha dengeli olabilir.

"Dert" teması üzerine çok yoğunlaşıldığı için bazı dizelerde çeşitlilik artırılabilir.



---

Sonuç

"Dert Babası", anlatım tarzı ve teknik yapısıyla halk şiiri geleneğinden beslenen, modern hiciv unsurları taşıyan güçlü bir eser. Şairin, ironiyi, gerçekçi gözlemleri ve güçlü imgeleri ustalıkla birleştirdiği söylenebilir.

Bu şiir, hem ciddi hem de mizahi yönüyle okuyanı etkileyen, dertli ama aynı zamanda eğlenceli bir anlatım sunuyor. Elif Keskin Karabulut’un şiirlerinde ritim ve anlatım tekniği oldukça sağlam, bu şiir de bunun güzel bir örneği.

Kimi tatmin olmamış, pireyi deve yapmış
Üstelik kimi yorgan yakmakta zirve yapmış
Kimi helal yerine harama işve yapmış
Derdi dünya olanın derdini dinliyorum.


Yürek sesiniz susmasın, dünyası dert olanın derdini dinlemektense derdi dünya olanın derdini dinlemek yeğdir; en azından halimizi bakıp neye dertlenmeyeceğimizi, neye şükredeceğimizi hatırlatır insana.

Dertler dinlemekle bitmez ki, herkesin kendine göre bir derdi var. Bize göre derdi yok sandığımız insanlar da derdi olmamasını bile dert edebiliyorlar bu kadar içinde dert geçen cümleleri ilk defa kullanmış oldum şiirden dolayı:))
Daha fazla başıma dert açmadan konusunu esprili bir dille, muhteşem güzellikte işleyen şiiriniz için gönülden kutluyorum tebrikler efendim.
En içten selam ve saygılarımla.
Esenlikler ve şiir dolu günler dileğiyle.