Ağla, dök içini...
Ağlaya bildiğin kadar ağla...
Dök içini rahatla...
Sonra, bırak her şeyi kendi haline...
Boş ver...
Olacakla, öleceğin önüne geçilmez!
Onun için...
Hiç birşeyi takma kafana...
Gül geç!
Yaşadıkça,
güle bildiğin kadar
gül...
Hiç bir şeyi değiştiremezsin!
Günü geldiğin de...
Ne demek istediğimi, anlarsın!
Kader böyle yazılmış!
Kaderi değiştiremezsin!
Ne sen!
Nede bir b
aşkası...
Hiç kimsenin, gücü, kudreti yetmez!
Kader bir kere alına yaźılmış...
Asla, silinmez!
Asla, değişmez!
Çünkü, biz kullara, böyle bir hayat biçilmiş!
Böyle bir kader uygun görülmüş!
Gerçekler, diğer tarafta...
Her şeyin hesabını verecek!
Herkesin gerçekleri bir, bir ortaya çıkacak!
Kimsenin yaptığı haksızlıklar!
Çevirdiği dolaplar!
İhanetler ve kalleşlikler...
Yanında kar kalmayacak!
Son pişmanlıklar, fayda etmeyecek!
Gerçekleri gördükleri
zaman!
İşte, o an, gerçekten ağlayacaklar!
Merhamet diye Yüce Yaradan’a yalvaracaklar!
İyi amelleri ile azad olacaklar!
Kötü amelleri ile
cehennemi tadacaklar!
Onun için, bunları asla unutma!
Her an!
Her daim, hatırla...
Kulağına küpe osun!
Gideceğimiz son durağı...
Hep hatırla...
Dinçer Dayı