Sen, balta girmemiş,
yeşilin her tonunu barındıran bir orman,
Ben ise, tarumar edilmiş bir şehri viran,
Sen, kokusu tükenmeyen reyhan,
Ben ise, bülbülü olmayan
güli
gülistan.
Sen, şifa bulmayan dertlere derman,
Ben ise,
aşkın çöllerinde hali pek yaman,
Sen, sevdiği uğruna her türlü fedakarlığı yapan,
Ben ise,
sevdana dayanamayan hayatı perişan.
Sen, herkese yetecek kadar
sevgi bulunduran yürek,
Ben ise, sapı kırılmış, işe yaramayan bir kürek,
Sen, eşkiyaların yüreğine korku salan ender bir cesaret,
Ben ise, dili olupta
aşkın karşısında konuşamayan esaret.
Sen, yazın Temmuzunda yüreklerin hararetini gideren bir pınar,
Ben ise, gölgesi olmayan, kurumak üzere olan bir çınar,
Sen,
sevdalıların hayran olduğu mükemmel bir insan,
Ben ise, baharları asla yaşamayan en güzel ay Nisan.
Sen,
sevda dağlarında
aşkları güden saf bir çoban,
Ben ise, sonunun ne olacağını bilmeyen cılız bir kurban,
Sen, yüce dağların doruğunda kirlenmemiş kar,
Ben ise,
aşktan nasibini alamamış, gün görmemiş bir naçar.
Sen, yüce Mevlanın kabul ettiği en ihlaslı dua,
Ben ise, kapalı kapılar arkasında yapılan en içten beddua,
Sen, tertemiz
sevdaları güverten
aşkın tarlası,
Ben ise, kalayı gitmiş, dibi delinmiş eski bir su tası.
Sen, gözleri hemen yaşartan, yufka yürekli
sevgili,
Ben ise gözlerinin feri kaybolmuş, lal olmuş dili,
Sen,
sevgiyle enginlerde uçan bem
beyaz bir güvercin,
Ben ise, beti benzi sararmış yarını olmayan dilenci
Sen,
aşkların,
sevdaların en güzelini yazan kıymetli kalem,
Ben ise, şaşırmış kalmışım. Bilmiyorum yarime ne diyem,
Sen, tarlalardan kaldırılan en bereketli en verimli mahsul,
Ben ise, iflas etmiş olmuşum insan gibi insan olmayana aciz bir kul.
25/11/2005