Son nefesin vermemiş,haliyle can çekişen.
Verdiği kararları birbiriyle çelişen,
Sayısız kötü olay zirvesinde gelişen
Âlî Osman Devleti içten sarsılıyordu.
Tüm ihtiyaçlarını kullar karşılıyordu.

Sarsılan Osmanlının başta payitahtıydı.
Tutulmayan Türklerin, bin yıllık tek ahtıydı.
Devamlı kan kaybeden öz vatanın sathıydı.
Âlî Osman Devleti içten sarsılıyordu.
Tüm ihtiyaçlarını kullar karşılıyordu.

Saltanat-ı Hümayun kaynarken için için.
Haber alamıyordu mülkünden bilmem niçin?.
Deneyerek veriyor yönetime şekl-biçim.
Âlî Osman Devleti içten sarsılıyordu.
Tüm ihtiyaçlarını kullar karşılıyordu.

Soyunmuştu Allah’ın arzdaki nüksesine.
Altın-mücevher ile düşkündü süksesine.
Çok geçmeden düşmüştü düşmanın öksesine.
Âlî Osman Devleti içten sarsılıyordu.
Tüm ihtiyaçlarını kullar karşılıyordu.

Dört bir yandan açıldı savaşmak için cephe .
Vatandaşın aklında oluştu binbir şüphe.
Başarıdan çok uzak ,başarı artık müphem.
Âlî Osman Devleti içten sarsılıyordu.
Tüm ihtiyaçlarını kullar karşılıyordu.

Soygun,rüşvet,cehalet ülkede zirve yapmış.
Şeriat dillendirip şeytan yoluna sapmış.
Hak etmeyen zevatlar,tüm makamları kapmış.
Âlî Osman Devleti içten sarsılıyordu.
Tüm ihtiyaçlarını kullar karşılıyordu.

İşte manzara böyle, Mustafa Kemal önde.
Çareler üretiyor,kurtuluş da bu yönde.
Hatalar belirlendi geçmiş,gelecek,dünde.
Âlî Osman Devleti içten sarsılıyordu.
Tüm ihtiyaçlarını kullar karşılıyordu.

Düşmanlara gösteriverdi önce gardını.
Topladı hümayunun yanı,önü,ardını.
Özbe öz Milletinden istiyordu yardımı.
Âlî Osman Devleti içten sarsılıyordu.
Tüm ihtiyaclarını kullar karşılıyordu.

Hakkı ise ; Hakk’a tapan Milletimin istiklal.
Bütün mandacıların dilleri olmalı lâl .
Yok artık Cumhuriyeti kuran için izmihlâl.
Atatürk Türkiye’yi zirveye taşıyordu.
Büyük liderliğiyle dünyayı aşıyordu.

Otuz ağustos günü dokuz yüz yirmi iki.
İtilaf devletleri gördü Türkdeki piki.
Çarpım tablosu der ki; dört; iki kere iki.
Atatürk Türkiye’yi zirveye taşıyordu.
Büyük liderliğiyle dünyayı aşıyordu.


Emine Balı Oğuz