0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
243
Okunma
-22-
.
adam sakin, neşeli, yumuşacııkk
“-ne güzel” demez mi?
! …
(annah! valla)
nası(l) oldum hööyle
allak bullak, darma-dolaşık
garman-çorman, garma-ğarışık
zeynim-meynim garışdı
başım döndü
iresmen sersemledim
“hoşaf üsdüne turşu yemiş gibi”
hani ebecezim ayda-yılda bi de ossa
çencere yoğurduna
iki ğaşşık bekmez gordu da
dıkım edip ekmene(n) yey(e)cez deye
kendimizden geçerdik
bekmezin dadı ğederdi
ağzında ğalan (yuka) ekme(ği)
çıyna bobam çıyna
neyimiş saksağan beyni
aynı mitli öyle! işde yeminne(n)
benim de zeynim
vallaha billaha taha garışık bi haldeyin(m)
.
bu adam “horata” ediyo,
eğleniyo; “tangaza” ediyo
gafa buluyo haralda benimine(n)”
metdiş gibi olmadan gedesice
hökela, cavır adam
beninen maytap geçiyo elleham
ö(ğ)retmeni sınayoru belli
netçede beni de öğretmeni de
bi ğözel onaracak bu dilki!
hemi de eşşek daya(ğı)ynan
onaracak besbelli
demek ki sıkı sıkı tembeyhledi buna
hani yasakladığı “şeey” neydi
ipe sapa ğelmez i(l)k tefa
ömrü hayatımda duymadı(ğı)m kellame
hani bobamın “ileşber” dediği
bobamın ö(ğ)retmediği
içimi bi sevinmek dutdu
“oh olsun sana .mına ğodumun çocu(ğu)”
a-hha vallahi billahi
gene sevincim
bek uzun sürmedi eyi mi?
vay şerefsiz ito(ğ)lu
kedinin fareynen oynadığı ğibi
oynayoru ö(ğ)retmenimizine(n)
bu düşünceme içimi acıtdı gene
“heyvah” etdim
bak hu metdiş denen döyüsün etdiğine
.
metdiş dövamına(n)
“-rençber eker
değirmen un eder
fırın ekmek
annelerimiz yemek”
sınıf korocak gülüştü
ama temkinli
gayatla iresmi
net, notalı, gat’i gıssa!
nokdası nokdasına
herfi-harfine
gene de bizde gaylangaş; laşga
naletdayın bi durum asla ve gat’a
nayetinde bu metdiş milleti
sıçanınan oynayan bi kedi olabili!
olur mu olur de(ğil) mi
biz gayat dıkgatlı..
şımarmadan, azıp gudurmadan
daşırıya ğaşmadan
ihtimamlı izanlı,
emme böyle gülmek de
bek acı be(h)!
yeminne
acının da acısı
gatmerlisi
burgulusu hemi de
vallahi billahi
.
bunu esgerde yaşadım bi de
Suvat astsubay
söğelek türkü söylettiridi esgere
Gayserili çavış
gomut veri(r)di
“söylen len”
bize döner “alkışlan ulen”
en zoru da oyudu işdehe
“gülün len”
len dürzü
zorunan, gomudunan nası ğülünü(r)
.
neyise metdiş devam etdi.
“-köylü rençberler buğdayı yetiştirmese
değirmenler neyi un edecek
değil mi yavrularım
un olmazsa
fırınlar ekmeği neden yapacaklar
biz ne yiyeceğiz
değil mi çocuklar”
.
o ğün etibarıynan tabi
köyde analar ekme(ği)
bildiğimiz tandırda yaparlar,
Habbananın fırınında çöreğ edili(r)di;
içimizde belki değirmeni
gedip gören var
emme fırın deyinşe
“pazar çöreği”nin dadını bilen var mı
ben bilmen de
agam annadırdı
;
agam oğlak güderken
keşfe ğelen hakimlerinen ekmek değişmiş
onnarın verdiği “bazar çöreği”ni
ekmeğin arasına gatık etmiş-yemiş
“bek datlı oluyoru” deye
annatdı ğelene-ğeçene
böyüyünce “hakim olcan
bazar çöre(ği) yecen” demiş
ondan sonura adına “hakim” denmiş
hakim aşşa,
hakim (y)okara
lağabı “hakim” galmış ğetmiş,
.
ha! onu deyodum
bak meetdiş de fırın deyo
emme tandırı bilmeyo
sacın küllendiğini de bilmezdir
böyleleri bizim köye
metdiş olalak gelmişdir de
“insan” olalak gelmemişdir.
.
5.0
100% (2)