Ben sana aşık bir Mecnun, sen bana bir Leylâ!
Bu tılsım-ı rüya, bu feyz-i müsemmâ nedir?
Aşk diye, sevda diye, nedir bunca vâveylâ?
Sorsalar bilmezsin, bu âlem-i esmâ nedir?

Beni çok üzdü, kusurları benden bilişin,
Mecnun gibi Leylâ’ya, ilan-ı aşk edişin,
Aniden kaybolursun, sır doludur gidişin,
Semadan yere düşen, bu nur-u şem’a nedir?

Ezelden beri sana koşan divâneyiz biz,
Sonsuzluk arzulayan, birer mestâneyiz biz,
Aşkın narıyla yanan birer pervaneyiz biz,
Aşıklarda sır olan, bu aşk-ı sevdâ nedir?

Aşkın şulesi her zaman, hikmetle râm olur,
Asude gülüşlerle, bu yürekler savrulur,
Azim, inanç, O’nun nuruyla, yanıp kavrulur,
Ruhumuzu okşayan, bu gül-ü rânâ nedir?

Ey dost, bu serzeniş, çektiğin çileden midir?
Perîşan halin nedir? dertten kederden midir?
Bilemedim bu hal yardan mı ağyardan mıdır?
Yâr nedir ağyâr nedir? bu aşk-ı Leylâ nedir?

...andelip...