0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
250
Okunma
-12-
hinci hinci aklıma ğeliyoru da
ö(ğ)retmen o ğün i(l)k diba
telaşlı telaşlı erkenden
seğidelek geldi ga(h)veden
öylen paydosundan nece sonura
kendinden sonura ğelenneri
“odun-çalı güçcük” dedi kimine
“üsdü-başı sökük” de dedi
“elleri kirli” diye de mahana etdi
“tefteri-kitabı gapsız” deye de
“çentesi yok” da dedi
“saşları uzun” da
kiminin ceplerinde mekke gavurka
kiminin cebinde
“cızılı şeker” uçun para
kiminde hollukdan aşırılmış yumurta
.
tımılı
kayse çekirdeği,
gazoz gapa(ğı),
şıkşıklı kalem kırığı
“sapandaşı”
sünger (sapan)
penisilin şişesi,
halı ipi,
gripin (ilaç) kutusu
deve boncuğu
hurma gıliği
Feri Cansel, Belgin Doruk
Türkan Şoray, Farma Girik
artis resimleri
bille, ereze, mıh, şırınga
iğde dalı nazarlık
nusga, bitik pil,
marangoz artığı tahta parçası
kader şekeri kağıdındaki maniler
taha neler neler
.
kimezi “bekmez akıtmış üsdüne”
“çenesine akıtmış” kimi de
kimi şipitli, kimi sümüklü
kimine de mahana file de aramadan
eğsik gedik bulmadan
verdi endirdi şamarı, deyneği
zopayı, dekmeyi
döğdü de döğdü
tek ödevini yapmayannarı unutdu bu sefte
namaz surelerini ezberlemeyenneri de
.
i(l)k diba o ğün
ipdal edildi her tenefüs
ürüyamıza girdi
uykumuzu gaçırtdı
metdiş denen o döyüs o(ğ)lu döyüs
ö(ğ)retmenin gün boyu tekrallatdıklarını
gece de tekralladık durduk
canımıza dünnamıza doyduk
kim ne derse desin yeminne
o ğece zabaha gadak hemi de
zabala okula ğederken de
kendi kendimize tekrallayoduk
“çivtçi,
evet,
buyur,
hayır,
çiftcii
ibrahiim,
yıldırııım”
.
“oluum Reyisi Cum(h)uru da bilce(ği)mişiyiz”
“başvekili dee”
“bi de milli eğitim bakanı varımış”
“vali mi mali mi biri taha”
“gaymakam ne len?”
Atatürk
Cevdet Sunay
Süleyman Demirel”
.
öğretmen dön dolaş tekralladı,
hangi konu işlenirse işlensin
“-annadınız mı?”
“-evet”
“-annadınız mıııııııı?”
“-evet ö(ğ)retmeniiiim”
“-yaarın gör(eceği)cez bakalım” diye kafasını salladı
.
gene her fırsantda
okul dışında da
sıra dayağından geşdik..
taha dorusu geşmişiz gibi
her yannarımız acıdı
cümbür-cömat; elbirlik
hinci ne yalan deyen gene de
herkeşin aklında da
bazılarına daha şiddetli oldu, yeminne
do(ğ)ruya do(ğ)ru okarda Allah var..
Alla(hı)n bildiğini gulundan mı saklacaz
zabbaha gadak zopa!
onun yetmediği yerde,
aldı metdiş kımçıyı; ele valla
yermi(si)n-yememin boba!
horsasını alamadı, öretmene de
endirdi eşşek daya(ğı)nı, nacağı
omuzu şaklandı; yana ayrıldı
çıtıraklı çıranın özü ğibi
.
kımçının zopanın daha böyüğünü kesdirtdi
ba(h)çalardahı nuzgurtdan, dardağandan
garadutdan, garadaldan
endirdi zopaları acımadan!
verdi vurdu gafamıza gafamıza
sırtımıza, gıçımıza,
ayaklarımızın altına
arada bi fırsatını buldukça
endirdi ö(ğ)retmence(ği)ze
gafasına, gözüne, böğrüne, gıçına, sırtına
o da onu; esas duruşdan düşürdü yere
muhtar geldi, ona da
ne bekçi
ne candırma dinnedi
i(n)san azmanı zebella(h)!
zabahı zabah etdik valla
anamızdan emdiğimiz burnumuzdan fitil fitil,
o ğece altını ıslatmayan galmamışdır kesin!
belki ö(ğ)retmen de dahil..
kim bili(r),
Allah bili(r)
belki en çok da ö(ğ)retmen efendiyi
“i(n)şallah dedik içimizden tabi
.
5.0
100% (1)