Sabahtan kalkınca üç dürüm ciğer,
Yemezse doyar mı bizim pehlivan.
Sonra simit yerken görmeye değer,
İştahtan sayar mı bizim pehlivan.

Kuşluk ve ikindi pekmezle kaymak,
On-onbeş tabakla imkânsız doymak,
Hamdedip yemeğe noktayı koymak,
Mümkün mü? Uyar mı bizim pehlivan.

Kabağı görünce hiç yüzü gülmez,
Makarna var ise sofraya gelmez.
Bamyadan geriye hiçbir şey kalmaz,
Yarına koyar mı bizim pehlivan.

Misafirperverdir, cömert atadan,
Yemeğe düşkünlük gelir öteden,
Diyet kim, rejim ne? Çıkar rotadan,
Doktoru duyar mı bizim pehlivan.

Düşlerini süsler tava ve köfte,
Mangalın başında geçer her hafta,
Keşkek savaşında durur ön safta,
Dostlara kıyar mı bizim pehlivan.

Çifte lahmacunu üst üste sarar,
Pilavın yanında dolmalar arar.
Hep Cennet Çamuru hayâli kurar,
Tatlıdan cayar mı bizim pehlivan.

Yemek üzerine kurulmuş yapı,
Zihninde gayrıya açılmaz kapı.
Gönlünden geniştir göbeğin çapı,
Dar mintan giyer mi bizim pehlivan.


Gazi Hüseyin KILBAŞ
12 Temmuz 2024