Sözüm söz
Tan yeri ağrıyor
Kuşlar ezanı azîmüşana eşlik ediyor Bahçe duvarını aşıp, toprak ana ile sarmaş dolaş olan misk kokulu mimozalar pembe yanaklı güllerle seranat ediyor Rüzgar hafiften meyve yüklü ağaçların dallarını okşuyor Huzuru kucaklayan bu gönül köşküne ne çok yakışıyor gurbet türküleri Yeşilin ve mavinin her tonuyla burası cennetten bir köşe Bir daha toprak yollarda ayak izlerimiz olur mu bilmem Sıra selviler selama durur mu ? Hatıra yüklü bogomvil çerçeveli Siyah beyaz resimlerimiz de Görmezden gelecek bizi Ama olsun Ölümüne sevda yüklü bir anı Uyuttuk zamanın koynunda Ve şimdi Tövbesi katmerli goncalar boy veriyor yüreğimde Hulasa neden ve niçinlerin göğe Merdiven kurduğu yükseklikten Tepetaklak düşüyorum gurbet akşamlarında hasretin kucağına ve giderek içimin ormanlarında kayboluyorum Yasaklanmış iki elmanın yarısı Kavuşması mümkün olmayan Tatlı ve tuzlu su gibiyiz artık Sözüm söz Yemin olsun dört kitap üstüne Sonsuzluğun durağında beklemekteyim seni Ahretliğim |
demişsiniz artık hanginiz tatlı su ise bilin ki tatlı su tuzlu suya ulaşır yarı yolda kurumazsa, doğanın kanunudur. Kavuşmanız dileğimle...
Çok güzel bir şiir
Derin duygular içeren, ruhta çiçek çiçek açan...
Sair ellerine yüreğine sağlık sevgi ve saygılar))