11
Yorum
58
Beğeni
0,0
Puan
921
Okunma

saçaklı bir yağmurum kendini ıslatan
dumanlı dağdır kafam, kafam buluttan çatı
kahve kokar ellerim, ellerim ki nefesim
sektirmeyin geceyi bulanıktır düşlerim, düşlerim ki kirpiklerime çivisiz
düşer omuzumdan gece, yükselirken ay
soyunur kalemim mürekkebim de topraktır nefesim
harflerimin eskimiş elleri çarmığında yüzme bilmez
yutkunduğum gölgesiz panoramik buhrandır
bir tanrıdır Golha.. tınısında büyüdüğüm
acısıyla, acılarımı kıyasıca yüzdürdüğüm
tanrıçadır Golha her namesi hüzne düğün
ağlarken ellerimin yüzüne ,dağılmayan hengamedir göğüm kıblesi
ateştir nefesim kimse cennetin çeşmesi
travmatize sahne yaşlandırdıkça ruhumu
kızıyorum yine, kızmaa dedikçe kendime
aynaya değdiğinde tutulurken kana gece
beklesin cenin şeklinde beklesin zam’an
üşümeyi bilsin sızladıkça sancısı anbean
üşümek nedir en iyi bilirim soyuldukça ellerim
hem siz bilmezsiniz, bilemezsiniz beni
en iyi ben bilirim ben kanadıkça ellerimi
ellerim ki şefkatlidir yine saklar geceyi
saklarken kırık, dökük çocuksu yüreğimi
öpüp örterken şafağı eteklerinde sabahın
ısın diyorum göğsümde güneşe daha var
irkildikçe üşümenin o acı tebessümünü ,
vakitsiz açan baharın sümbülünü neyleyim
kilittir acın, acıma Golha senim, sendeyim
~°~
~°~
~°~