5
Yorum
35
Beğeni
5,0
Puan
528
Okunma

NİSAN YAĞMURLARINDA YİTİKLİĞİM
Baksan bana ama, son kez deme
Son kez’ler batar içime
Bak da gör... gözlerinsiz yaşantımı
Kopup giderken benden uzak bir kente
Geziyorum öyle çaresiz amaçsız
Islak kaldırımlarda uğultulu koşuşlar
Dertler suratların ortasında açılmış çiçekler gibi
Sırtımda bir ağırlık var taşıyamadığım
İki kürek ortasında bir zından
Masum çocuklardır , masum mahkumlar
Kıvranıp durur hücrelerinde
Bu kadar zor aşmak demir kapı sürgülerini
Bir kaç damla yaş var gözlerimde
Bir sancı üşüyen yüreğimde
Gül üşür... dağlarda kar üşür ... hücremde üşüyen güvercinler
Havuzun kenarında hayal kurarım
Bir kuş konar, ağzında sevdiğin papatya
Nolurdu sen olsaydın o kuş... sen olsaydın !
Diyorsun ki
Bir akşam vakti döneceğim sana
Artık gözyaşı yok
Uzanacağız mutluluk dolu yarınlara birlikte
Zamanı durduracağız... da nasıl ?
Korku dolu düşler gidecek gözlerinden
Ah ! ah ! ayrılık bitecek mi ?
Ağlamayacağız bitanem ... artık
Çiçekler açacak içimizde
Bir akşam vakti döneceğim sana
Mutluluğa , sevgiye hasret bitecek
Vuslatın ozanı olacağım
Acı bir gülümseme sadece dudaklarımda
Şarkılarla avunan akşamlarımdan usandım
Kim bilir hangi rüzgarlar esiyor penceresiz damlarda
Ve hangi düşleri kuruyorsun uzakta
Oturuyor boğazıma bir kördüğüm
Üstelik yağmurlar yağmıyor saçlarına
O çok sevdiğim ebem kuşaklı
Bahar küsüyor yokluğuna
Şimdi papatyaları öksüz kalıyor
Söyle
Ne zaman kapı çalsa sen sanıp
Ne zaman son kampanasını çalsa bir tren
İçimde feryatlar mı kopacak peş - peşe ?
Bütün gece ve gündüzler acılarım mı
Sürüklenecek peşimden
Ansızın gel demiştim de... yoksun neden ?
Bülbüller de sustu gül dalında küskün
Titriyor bak şakırken o bülbül
Gül üşür, gül üşür !!!
Günay Koçak
6. 4. 2024
5.0
100% (21)