26
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1466
Okunma
otuz beş sene hizmet ettim
millete,devlete,vatana
namusluca,dürüst,vicdanım rahat
ne boğazıma,nede çocuklarımın boğazına
helâl maaşımdan gayrı
girmedi namussuz, haram bir lokma
işimden çıktım ,eve dönerken
yürümek istedim
yolum biraz uzunca
yolun çoğunu yürüdüm ,yoruldum
yakındaki parka girip oturdum
zamanın,hayatın
muhasebesini yapar buldum kendimi
kırık bir cep aynası yere düşmüş
aldım
aynada şöyle bir kendime baktım
çocukluğum gitmiş,gençliğim bitmiş
gözlerime yarım katarak inmiş
saçlarım ağarmış
yüzüm buruşmuş…
parkı da şöyle bir nazar eyledim
vakit eylül sonu
ağaçlar yapraklarının çoğunu dökmüş
sararmış,kızarmış,kuru yapraklar
beslendikleri toprağa
geri dönüş telaşındalar
ağaç dile geldi;
---kış gelecek, hem de kara kış, hem de zemheri
tedbirimizi alıyoruz efendi
bir top yuvarlandı yanıma
küçük kız topun peşinde
kızın güzel saçlarını usulca okşadım
yüzüme baktı gülümsedi
gamzeleri gözüktü
--adın ne güzel kız
--Bahar
--senin adın dede
--Sonbahar,güzel kızım,sonbahar
birazcık sohbet ettik Baharla
kalktım eve doğru
--nereye dede
--kış gelecek bahar ,hem de kara kış,hem de zemheri
hele bir eve varıp
nasıl tedbir alacağımıza bakalım
… bizi besleyen ALLÂHA borcumuzu nasıl ödeyeceğiz
onun hesabını bir daha,bir daha yapalım..
--hoşça kal Bahar kızım
--yolun açık olsun, Sonbahar dede
yolda mırıldandım;
geçti bahar
geçti yaz
mevsim sonbahar
kış gelecek ,hem de kara kış,hem de zemheri
sen hala baharı,yazımı beklersin
Av.Cemal Erkoç